30 Nisan 2014 Çarşamba

Mustafa Sarıgül, DİSK Genel Merkezi’nde

Şişli eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Merkezi'ne geldi.

DİSK Genel Merkezi'nde CHP Milletvekili Süleyman Çelebi ve DİSK Genel Başkanı Kani Beko ile sohbet eden Sarıgül'ün de yürüyüşe katılması bekleniyor.


Kaynak IHA : Mustafa Sarıgül, DİSK Genel Merkezi'nde
Alıntı: Mustafa Sarıgül, DİSK Genel Merkezi'nde

Bursa Güvenlik Sistemleri

4. Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı'na büyük ilgi

4'üncüsü düzenlenen ve Türkiye'den 20, yurt dışından 6 halk ozanının katılımıyla gerçekleşen Denizli 4.Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı başladı.

Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen ve Türkiye'den 20, yurt dışından 6 halk ozanının katılımıyla gerçekleşen Denizli 4.Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı başladı.Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 4.Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı, 26 halk ozanını bir araya getirdi. 20'si Türkiye'den 6'sı da yurt dışından gelen ozanlar, Çatalçeşme Oda Tiyatrosu'nda düzenlenen etkinlikte sazlı sözlü atışmalar yaparak izleyenlere keyif dolu anlar yaşattı.

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan ve Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ali Değirmenci, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve çok sayıda vatandaşın katıldığı 4.Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı 7'den 70'e herkesin büyük beğenisini topladı. Gecede halk ozanları atışma, koçaklama, doğmaca şiir, doğmaca türkü, sözlü ve sazlı güzelleme ve taşlama dallarından örnekler sundu. Salonu dolduranlar unutulmaz bir geceye tanıklık ederken, aşıkların lebdeğmezli atışma yapmaları büyük beğeni aldı.

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, "Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak bu yıl 4'üncüsünü gerçekleştirdiğimiz Aşıklar Bayramı, her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir coşku ile başladı. Vatandaşlarımızın da yoğun ilgi gösterdiği Aşıklar Bayramı kapsamında Türkiye'den 20, yurt dışından ise 6 olmak üzere 26 halk ozanımızın sergiledikleri sazlı sözlü atışma unutulmaya yüz tutmuş kültürümüzün ne denli önemli ve güzel olduğunu ortaya koymaktadır. Kısacası, unutulmaya yüz tutmuş değeri tekrar gün yüzüne çıkarmaya çalışan çok değerli aşıklarımız var. Geçmişimizin değerini taşımada önemli misyon ve görev üstlenen aşıklarımızın gelecek kuşaklara taşınmasına vesile olmasında Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek bu yılda vatandaşlarımız ile buluşturduk. Geleneksel hale getirdiğimiz Aşıklar Bayramı etkinliğimiz bundan sonraki yıllarda da sürdürülecek" dedi.

Gecede Ozan Nihat (Denizli) Temel Turabi (Bursa) Abdullah Gizlice (Osmaniye) Ayten Gülçınar (Ankara) Nuri Şahinoğlu (Manisa) Bekir Sami Özsoy, Selahattin Kazanoğlu (Antalya) Zafer Kazancı (Bursa) Osman Akçay (Adana) Sübhandereli (Adana) İhsan Yavuzer (Erzurum) Rahim Sağlam (Erzurum) Zeki Erdali (Ankara) Kevseri (İstanbul) Erol Coşkunoğlu (İstanbul) Ilgar Çiftçioğlu (Kars) Yağız Ozan (Konya) Öksüz Ozan (Maraş) Eseri (Sivas) Erdem CAN (Sivas) Erkani (Sivas) Ahmet Rıza Abbo (Irak) Şahbaz Memedov (Gürcistan) Nargile Mehtiyeva ve Tınatın Metov (Gürcistan) Doç. Dr. Sergiye Zenginanlı (Azerbaycan) Turnaz Altınsoy (İran) ve Ramin Marağalı (İran) yer aldı.

EMRAH VAROL


Kaynak IHA : 4. Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı'na büyük ilgi
Alıntı: 4. Uluslararası Ege Aşıklar Bayramı'na büyük ilgi

Bursa Güvenlik Sistemleri

Hürrem Sultan’dan ağlatan veda

Muhteşem Yüzyıl'da Hürrem Sultan, vefat etti.

Star TV'nin beğenilen dizisi Muhteşem Yüzyıl'da, Hürrem Sultan hayata gözlerini yumdu. Hürrem Sultan, Muhteşem Yüzyıl'ın 134. bölümünde vücudunda çıkan yaralar nedeniyle öldü. Kanuni Sultan Süleyman'ın kendisi için yazdığı şiiri okumasını isteyen Hürrem Sultan'ın vedası, izleyenleri duygulandırdı.

Hürrem Sultan kimdir?
Hürrem Haseki Sultan, Osmanlı padişahı I. Süleyman'ın nikahlı eşi, sonraki padişah II. Selim'in annesi, Haseki ve Valide Sultan. Osmanlı Tarihinin en güçlü kadın sultanlarından biridir.Renkli hayatı ile efsaneleşmiş; entrikaları, zekası, cesareti, ihtiraslarıyla ün salmış bir Hanım Sultan'dır. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine konu olmuştur. Devlet işlerinde etkin rol oynayarak Osmanlı İmparatorluğu'nda "Kadınlar saltanatı" denilen devri başlattığı kabul edilir. Sultan Süleyman'ın nikahlı karısıdır. II. Selim, Mihrimah Sultan, Şehzade Cihangir, Şehzade Bayezid, Şehzade Mehmed, Şehzade Abdullah'ın ve isimleri bilinmeyen, küçük yaşta vefat eden diğer şehzadelerin annesidir. Hürrem Sultan'ın adı bilinen 6 evladının yanı sıra ismi bilinmeyen veya küçük yaşta vefat eden diğer evlatlarının olduğu da rivayet edilir.

Hürrem Sultan nasıl öldü?
Oğullarını tahta varis yapmayı başaran Hürrem Sultan, 15 Nisan 1558'de İstanbul'da hayatını kaybetti. Hürrem Sultan'ın zehirlenerek ya da kadın hastalığı sonucu öldüğü düşünülür. Büyük bir cenaze töreninin ardından Süleymaniye Camisi avlusuna gömüldü. Mezarı üzerine türbesi eşi I. Süleyman tarafından yaptırıldı.


Kaynak IHA : Hürrem Sultan'dan ağlatan veda
Alıntı: Hürrem Sultan'dan ağlatan veda

Bursa Güvenlik Sistemleri

Fed tahvil alımını 10 milyar dolar daha azalttı

ABD Merkez Bankası Fed varlık alım programını piyasa beklentileri dahilinde 10 milyar dolar daha azalttı.

ABD Merkez Bankası, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının kararlarını açıkladı. Buna göre Fed, tahvil alım miktarını 10 milyar dolar daha azaltarak 45 milyar dolara düşürdü. Fed böylece aylık mortgage destekli menkul kıymet alım miktarını 20 milyar dolara, hazine kağıdı alım miktarını 25 milyar dolara indirdi. Fed, faiz oranlarını değiştirmeme kararını oybirliğiyle aldığını da duyurdu. Bankanın açıklamasında, piyasaların merakla beklediği faiz artırımına yönelik, "Faizlerin varlık alım programının bitmesinin ardından makul bir süre daha sıfıra yakın seviyelerde kalmasının uygun olacaktır" denildi.


Kaynak IHA : Fed tahvil alımını 10 milyar dolar daha azalttı
Alıntı: Fed tahvil alımını 10 milyar dolar daha azalttı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Fethiye Kruvaziyer limanı istiyor

Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan Fethiye Kruvaziyer Liman Çalıştayı'na Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı'nın konuşması damgasını vurdu.

Fethiye'ye yapılması planlanan kruvaziyer limanı ile ilgili proje ve 2006 yılından bugüne yaşanan süreci sunumlar eşliğinde gösteren, Kruvaziyer Limanla ilgili 2006 yılında Kuşadası'nda STK başkanlarıyla ziyaretleri ve izlenimlerini katılımcılarla paylaşan Başkan Saatcı, "Kruvaziyer limanımızın projesi 2008 yılından bu yana Ankara'da izin bekliyor. Bir cevap 8 yıl bekler mi? Bunun hesabını birileri vermeli. Benim kuyumcu dükkanım yok. Belediye'nin de bundan bir çıkarı yok. Bundan Fethiye'in menfaati var, ülkemin menfaati var" ifadelerini kullandı. Bundan sonra izlenilecek yolla ilgili de görüşlerini bildiren Başkan Saatcı, "Geçeni bırak, gelen bir..!" dedi.

GEKA (Güney Ege Kalkınma Ajansı) ve Fethiye Ticaret Odası tarafından Liberty Hotel's Lykia'da düzenlenen Fethiye Kruvaziyer Liman Çalıştayı'na Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı'nın yanı sıra, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Azman, Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Akif Arıcan, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, IMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk başta olmak üzere Fethiye'de faaliyet gösteren turizm, denizcilik ve ticaret sektöründen bir çok kamu ve özel sektör temsilcisi katıldı. Bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı çalıştayda kamu kurumu ve sektör temsilcileri sunumlar eşliğinde görüş ve düşüncelerini paylaştılar.

Çalıştayda ilk konuşmayı yapan FTSO Başkanı Akif Arıcan, katılımcılara teşekkür ederken, Fethiye'de yapılması planlanan kruvaziyer limanla ilgili Ticaret Odası olarak yapmış oldukları faaliyetleri aktardı.Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası'na böyle bir çalıştay yaptığından dolayı teşekkür ederek konuşmasına başlayan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Fethiye Belediyesi tarafından 2006 yılında başlatılan çalışmalarla ilgili çarpıcı bir sunum yaptı. "Bu işi en iyi yapan yerlerden birisi olan Kuşadası'na giderek değerlendirmeler yaptık" diyerek 2006 yılındaki izlenimlerini katılımcılarla paylaşan Başkan Saatcı, daha sonra Fethiye Belediyesi tarafından kruvaziyer liman projesi ile ilgili yapılan çalışma ve ilgili bakanlıklarla yazışmaları kronolojik sıra halinde katılımcılara aktardı.

"Rahmetli Menderes'in yaptırmış olduğu hali hazırdaki limanı uzatarak Kruvaziyer gemileri Fethiye'ye getirme düşüncesi ilk önce hasıl oldu. Bunu ÖÇKK'ya plan tadilatı yaparak onaylattık. Biz bununla ilgili kent konseyini topladık ve bu projeyi sunduk. Kent konseyinde hali hazırda bulunan limanın yerinin uygun olmadığı kararı çıktı. Biz bununla ilgili çalışmalarımızı sürdürdük" diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Saatcı, "2009 ve 2030 yılları arasında Türkiye'deki limanlar arasında Fethiye uğrak limanlar arasında tanımlanmış. Devletimizin mastır planında Fethiye uğrak liman olarak gözüküyor. Şimdiye kadar neden yapılmadı?" diye sorarak "Asıl bunu değerlendirmek lazım." dedi.

Saatcı konuşmasına şöyle devam etti;"Fethiye Kent Konseyi'nde STK'ların ve halkımızın görüşlerini aldıktan sonra bu işin Karayolları bölgesine taşınması konusunda kent konseyinin kararını uygulamaya geçirdik. Bununla ilgili bir de meclis kararı geçirdik. Karayollarına kruvaziyer limanı yapmak için ÖÇKK'ya müracaat ettik. Meclis de bana bununla ilgili yetki vermişti. Neden bu alan kararı alındı? Yapılması düşünülen bölgenin arkası yaklaşık 70 dönümlük bir alan. Yani kruvaziyer iskelede sadece liman olmayacak ki, gümrüklü alan olacak, otoparklar olacak, restoranlar olacak.

Bir de bu bölgeden şehir içerisindeki yoğun trafiğe takılmadan ören yerlerine ulaşması sağlanabilinecek bir alan. Biz bununla ilgili imar planı talebini ilgili kurumlara iletmişiz. Bu da yapmış olduğumuz çalışmaların görselleri. Takriben 650 metre uzunluğunda bir iskele projesi yapmışız. Kruvaziyer liman projemizin teknik özelliklerini çıkardık. Daha sonra bununla ilgili talebimiz reddedildi. Ne için reddedildiği konusuna girmek istemiyorum. Devletin 2030 yatırım planında var mı? Var! Burası uğrak liman olarak gözüküyor mu? Gözüküyor! Belediye bununla ilgili çalışma yapmış mı? Yapmış! 2006'da başladık biz bu işe, 2008 diyelim, tam olarak 2008'den bu yana biz doğru dürüst bir cevap alamadık. Fethiye Belediyesi olarak da ilçemize kruvaziyer iskeleyi kazandırmak için anlattığım konulara 212 bin TL'lik harcama yapmışız. Sonra bize bir yazı geldi. Yazıyı paylaşıyorum. "Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile görüşmeler devam ettiğinden talebinizin değerlendirilemediği Belediyenize bildirilmiştir" dedi.

"BURADA FETHİYEMİN ÇIKARI VAR!"

Başkan Behçet Saatcı, "Şimdi burada konuyla ilgili duayenler, bürokratlar, STK temsilcileri var. Bir cevap 8 yıl bekler mi? Benim kuyumcu dükkânım yok ki. Belediyenin de bundan bir çıkarı yok. Bu çıkar Fethiye'min çıkarı, bu çıkar ülkemin menfaati. 2008 yılını baz alırsak bunu 6 yıl geciktirmenin hesabını birisi bize vermeli. Burada bir yanlışlık varsa bunun hesabını vermeli. Şimdi ne yapacağız? Hani derler ya, delinin bir tanesi dalga sayıyormuş, bizim gibi akıllının bir tanesi adamın yanına gitmiş; 'Ne yapıyorsun?' demiş. Adam da 'dalga sayıyorum' demiş. Kaç tane saydın? 'Geçeni bırak, gelen bir' demiş. Bizde şimdi 'gelen bir' demek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Bir çok turizmci ve sektör temsilcisinden oluşan katılımcılar Başkan Saatcı'nın sunumunu uzun süre alkışlarla desteklerken, çalıştay Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdür Yarımcısı Mustafa Azman'ın konuşması ile devam etti. Azman, Başkan Saatcı'nın yaptığı sunumla ilgili değerlendirmede, "Eğer işleyişte bir aksama varsa, nedenlerinin bir an önce tespit edilmesi için çalışmalar yapılması gerekir. Fethiye tarihi ve doğal güzellikleri ile kruvaziyer turizm için önemli bir bölge olabilir" dedi.

Daha sonra İzmir Ticaret Odası Türkiye Kruvaziyer Platformu Genel Sekreteri Mine Güneş, İstanbul Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başdanışmanı Yılmaz Dağcı ve Kruvaziyer Turizmin önemli seyahat acentelerinden MSC'nin Türkiye Resmi İlişkiler Koordinatörü Savaş Ercan, kruvaziyer turizmin uygulanması hakkında slaytlar eşliğinde katılımcıları bilgilendirerek Fethiye için görüşlerini dile getirdiler. Fethiye'nin özellikleri ile önemli bir liman olabileceğini dile getiren konuşmacılar, bu konuda sabırlı çalışmalarla sonuca varılabileceğini vurguladılar.

MURAT YALÇIN


Kaynak IHA : Fethiye Kruvaziyer limanı istiyor
Alıntı: Fethiye Kruvaziyer limanı istiyor

Bursa Güvenlik Sistemleri

İşyerlerine yürüyen vatandaşlar tepkili

1 Mayıs nedeniyle İstanbul'da trafiğe kapatılan yollara sabah işe giden vatandaşlar tepki gösterdi.

Sabah işlerine gitmek için evden çıkan vatandaşlar trafiğe kapanan yollara tepki gösterdi. Vatandaşlar yolların kapalı olmasından dolayı işlerine yürüyerek gitmek zorunda kaldılar. Trafiğe kapanan Karaköy-Beşiktaş istikameti, bölgede işe giden vatandaşlara zor anlar yaşattı. İptal olan toplu taşıma araçlarını kullanamayan İstanbullular, duruma tepki gösterdi. Dolmabahçe Caddesi üzerinde yürüyerek Beşiktaş'a ulaşmaya çalışan vatandaşlar, polisin aldığı geniş güvenlik önlemlerini meraklı gözlerle izlerken, bazı turistler ise durumun şaşkınlığı ile gidecekleri yere ulaşmaya çalıştılar.

KAAN ÜLKER - TAMER YAVUZ


Kaynak IHA : İşyerlerine yürüyen vatandaşlar tepkili
Alıntı: İşyerlerine yürüyen vatandaşlar tepkili

Bursa Güvenlik Sistemleri

Gemerek’te yağmur duası yapıldı

Sivas'ın Gemerek ilçesinde kuraklık nedeniyle yağmur duası yapıldı.

Gemerek ilçesinde yaşanan kuraklık nedeniyle ilçede yağmur duası yapıldı. Yağmur duasına Gemerek Kaymakamı Yusuf Özbey, Gemerek Belediye Başkanı Mustafa Demir, daire amirleri, çok sayıda vatandaş ve öğrenci katıldı. Yağmur duası öncesi kurbanlar kesildi, kazanlarda yemekler pişirildi ve gelenlere ikram edildi.Yağmur duasını yaptıran Gemerek İlçe Müftüsü İhsan Öz ; "İlçemiz tarım memleketi olması münasebetiyle ilçemizdeki kuraklıktan dolayı halkımız ve öğrencilerimizle birlikte yağmur duasında bulunduk. Tabi ki tüm bunlar Cenab-ı Hakk'ın bizler için bir imtihanı. Bu imtihana elimizden geldiği kadar, Peygamber Efendimizin sünnetine uyarak açık araziye çıkarak yağmur duasında bulunduk. Yüce rabbim yapmış olduğumuz duaları kabul buyursun. Arzumuz ve isteğimiz kaldıramayacağımız gücümüzün yetmeyeceği durumlarla imtihanlar yaşamayalım. Bizlere de düşen bu durumlara sabır etmek. Yüce rabbim yapmış olduğumuz duaları kabul etsin ve yağmura kavuşalım." dedi.
Gemerek Belediye Başkanı Mustafa Demir ise; "Malumunuz küresel ısınmayı yaşıyoruz. Bu durumdan en çok etkilenen bölgelerden biride ilçemiz. Biz yüce rabbimize kahrında hoş, lütfunda hoş diyoruz. İnşallah açtık ellerimizi yaratana dua ettik. Börtü, böcek, mahlûkatın, bitkilerin suya kavuşması için burada bütün ilçe halkıyla bir organizasyon yaptık. Gemerek Belediyesi olarak bizlerde üzerimize düşen görevi yerine getirdik. İnşallah rabbimizden temennimiz kimseyi darda bırakmaz. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.Yapılan duaların ardından Gemerek'te kısa süre yağış meydana geldi.


Kaynak IHA : Gemerek'te yağmur duası yapıldı
Alıntı: Gemerek'te yağmur duası yapıldı

Bursa Güvenlik Sistemleri

TRT Avaz yeni yayın dönemine hazır

TRT AVAZ Koordinatörü Yüksel Değercan, 'Türkiye bir hayal ülkesi, Türkiye'nin de bu ülkelere yönelik kanalının hayal gibi bir kanal olması gerekiyordu.' dedi.

TRT AVAZ Koordinatörü Yüksel Değercan, "Türkiye bir hayal ülkesi, Türkiye'nin de bu ülkelere yönelik kanalının hayal gibi bir kanal olması gerekiyordu. İşe böyle başladık. Hayal ülkenin, hayal kanalı düşüncesiyle yola koyulduk ve TRT AVAZ'da hızlı bir değişim başlattık" dedi.TRT AVAZ yeni yayın dönemiyle birlikte 27 ülkeyi ve 12 Özerk ülkeyi kapsayan yayın hayatına birçok yeniliği de beraberinde getirecek. TRT AVAZ Koordinatörü Değercan, TRT AVAZ logosunu değiştirerek başladıkları yeniliğe yeni programlar ve yeni yüzlerle devam edeceklerini belirterek, şunları söyledi:

"TRT AVAZ, Türk dünyasının ortak sesi olmak amacıyla 5yıl önce kuruldu. Kendisini yenilemesi gerekiyordu. Bu çerçeve de bir takım adımlar atılması gerekiyordu. TRT AVAZ, coğrafyası 27 ülkeyi ve 12 özerk ülkeyi kapsıyor. Bu cumhuriyetler de, bu ülkelerde Türkiye çok yakından takip ediliyor. İlgi ile izleniyor. Hatta bazı ülkeler için bir hayal ülkesi. Bizde bunun farkındaydık. Madem Türkiye bir hayal ülkesi, Türkiye'nin de bu ülkelere yönelik kanalının hayal gibi bir kanal olması gerekiyordu. İşe böyle başladık. Hayal ülkenin, hayal kanalı düşüncesiyle yola koyulduk ve TRT AVAZ'da hızlı bir değişim başlattık. Logo, yayın içerikleri, programlar, ekran yüzleri, her şeyimizi değiştirdik. Bu değişikler ekrana yansımaya başladı."

Ortak coğrafyanın, ortak sesi olmayı amaçladıklarını ifade eden Değercan, "Türk dünyasının ortak değerlerini, Türk dünyasına duyurmak, onların değerlerini de Türkiye'ye anlatmak istedik. Türkiye'nin değişimini, büyümesini, gelişmesini anlatmak istedik. Bunların hepsini yavaş yavaş programlarımızla ve ekran yüzlerimizle bu değişimi hissettirmeye başladığımızı düşünüyorum. Bir televizyon kanalında ne olması gerekiyorsa aynısını düşündük. Türk dünyası bir ailedir dedik ve buradan yola çıktık. Türk dünyasının aile kanalı olmasına karar verdik" dedi.

Türkçe dil esaslı olarak 8 dilde alt yazıyla desteklenerek haberleri ve programları vermeyi hedeflediklerini söyleyen Değercan, şunları aktardı:"12 dilde yayın yapıyorduk ama bunun çok da gerekli olmadığını düşündük. 12 dilde yayın yaptığınız anda insanlar yarım saat, haftalık bir saat benim dilimde yayın yapıyor diye bu kanalı kimse izlemez diye düşündük. Türkçe esaslı bir yayın politikası çizdik. Bütün yayınlarımız Türkçe esaslı olacak ve 8 dilde de alt yazıyla da haberlerimizi, programlarımızı vermeye çalışacağız.

Biz bu ülkelere Türk kökenli ülkeler olarak bakıyoruz ve Türkçeyi de ortak değer olarak ortaya çıkarıyoruz. Türkçe esaslı olsun ama yine de insanlar anlasın diye 8 dilde de alt yazıyla desteklemek istiyoruz. Bu olduğu zaman Türkçe'nin biraz daha yaygınlaşmasını ve birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Hatta yönetimin de kararıyla, Rusça ortak dil sayılabilecek büyüklükte konuşuluyor. Bazı ülkelerde iletişim dili neredeyse yüzde 95 oranında Rusça o nedenle bu dili de koymak istedik. Bu coğrafyada Müslüman ve Türk kökenli çok sayıda ülke var. Biz bunlara da ulaşmayı istiyoruz. Bu nedenle Rusçayı da alt yazı dillerinden biri haline getirdik."

Haber programların sayısı artırılarak Türkiye'de ve Türk dünyasındaki gelişmeleri aktarmayı hedeflediklerini belirten Değercan, şunları söyledi:
"Yeni programlar ortaya koyduk. Örneğin; haber program sayısı oldukça azdı. Bunları sayısını artırdık. Günlük yayınlar başladık. Avrasya Raporu diye bir programımız var. Haftanın beş günü bütün Türk dünyasına bağlanıp, Türk dünyasının nabzını tutup ve Türkiye'deki geliştirmeleri aktarmak amacıyla oradaki ülkelerle canlı bağlantılar kuruyoruz ve o ülkelerin gündemini Türkiye'ye, Türkiye'nin gündemini de oralara taşıyoruz. 50 dakika diye haber programı başladı. Bununla da birçok kitleye ulaştığımızı düşünüyorum. Planladığımız birkaç tane daha haber programlarımız var. Haber programlarımızın tamamını elden geçirdik. Eksiklikler vardı. Bazı programların devamlılığının sağlanmasını istedik. Bunları da elden geçirdik. Kendi çizdiğimiz çerçeve kapsamında yeniden değerlendirdik."

TRT AVAZ izlenme oranında yüzde 444 artığını ifade eden Değercan, "Ekran büyük değişiklikler fark ediliyor. Yayın kalitesi arttı. Ekran yüzlerimiz tamamen değişti. Program içeriklerimiz daha anlamlı ve daha güçlü mesajlar vermeye başladı. Bunun sonucunda da Facebook da 10 bin olan haftalık gönderi erişim sayımız 5 milyon 100 bine çıktı. Bu son derece önemli bir rakamdı. Beğeni sayımız 66 bin civarında oldu. Bunlar önemli göstergelerdi. Geçen ay izlenme oranlarımız da son derece arttı. Bir ay önceki ayda yüzde 444 oranında izlenme oranlarımızın arttığı tespit edildi. İyi yolda olduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle Azerbaycan'da çok fazla izleyicimiz var. Yine Kırgızistan, Kazakistan'dan dünyanın dört bir tarafından izleyicilerimiz bize sosyal medya aracılığı ile ulaşıyor" diye konuştu.

Türk dünyası, ortak değerleri ortaya çıkarılmayı hedeflediklerini ifade eden Değercan, şunları söyledi:"Öyle programlarla geleceğiz ki ortak değerimizi bulacağız. Daha çok gençleri hedefliyoruz. Onların ilgisini çekecek programlar getirmeye çalışıyoruz. Baktığınızda bütün televizyon programları klasik hale geldi. Müzik, tartışma, haber kanallarında ya da eğlence programları ama TRT AVAZ farklı. Çünkü o kadar renkli ki Türk dünyası, ortak değerlerimizin ortaya çıkarılmasına çaba harcayan kanal olduğu için geçekten farklı kültürleri tanıtma imkanı buluyoruz. Bu da renkliliği getiriyor. TRT AVAZ, Türk kültürünü, ortak kültürümüzü ortaya çıkarıyor ve evet biz biriz mesajı vermeye çalışıyor. Bu son derece önemli. Bu tür programların sayısı giderek artacak önümüzdeki dönemlerde ve birbirimizi daha yakından tanımaya çalışacağız. Eylül döneminde TRT AVAZ'ı izleyin farkı göreceksiniz diyorum."

ÖMER ÇETİN


Kaynak IHA : TRT Avaz yeni yayın dönemine hazır
Alıntı: TRT Avaz yeni yayın dönemine hazır

Bursa Güvenlik Sistemleri

Gruplar DİSK önünde

Gruplar DİSK önünde toplanmaya başladı.

Gruplar DİSK önünde toplanmaya başladı.


Kaynak IHA : Gruplar DİSK önünde
Alıntı: Gruplar DİSK önünde

Bursa Güvenlik Sistemleri

Arda Turan: 'Real Madrıd’i yenerek kupayı almak istiyoruz'

Atletico Madrid'de forma giyen milli futbolcu Arda Turan, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde finale yükselmelerinin kupayı kazanınca anlamlı olacağını söyledi.

UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea'yi eleyerek finale yükselen Atletico Madrid'de, milli yıldız Arda Turan maç sonrası yayıncı kuruluşa açıklamada bulundu. Takım arkadaşlarını tebrik eden Arda Turan, "Finale yükselmemiz kupayı kazanınca anlamlı olacak. Bu maç öncesi çok fazla başarı mesajı aldım. Herkese çok teşekkür ediyorum. Ülkemi de en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum. Başarılı olabiliyorsam ne mutlu bana. Aileme çok teşekkür ediyorum. Bizim için özel bir gündü. Final çok zor olacak ama bu takım her şeyi başarabilecek güçte. Chelsea ve Mourinho da çok başarılı. Bu maçın ardından hemen lige dönmemiz lazım. Finali de kazanırsak her şey daha anlamlı olacak" dedi.Arda Turan, finalin Madrid derbisi olacağını hatırlatarak, Real Madrid'i yenerek kupayı almak istediklerini belirtti.


Kaynak IHA : Arda Turan: 'Real Madrıd'i yenerek kupayı almak istiyoruz'
Alıntı: Arda Turan: 'Real Madrıd'i yenerek kupayı almak istiyoruz'

Bursa Güvenlik Sistemleri

1 Mayıs 2014 Perşembe gazete manşetleri

Türkiye'de ve dünyada yaşanan önemli gelişmeleri gazeteler manşetlerinde nasıl gördü? İşte 1 Mayıs 2014 Perşembe gazete manşetleri;

Türkiye'de ve dünyada yaşanan önemli gelişmeleri gazeteler manşetlerinde nasıl gördü? İşte 1 Mayıs 2014 Perşembe gazete manşetleri;

GAZETE MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYINIZ>>


Kaynak IHA : 1 Mayıs 2014 Perşembe gazete manşetleri
Alıntı: 1 Mayıs 2014 Perşembe gazete manşetleri

Bursa Güvenlik Sistemleri

Taksim Meydanı araç ve yaya trafiğine kapatıldı

1 Mayıs kutlamalarına yasak olan Taksim Meydanı ve çevresi sabah saatlerinden itibaren araç ve yaya trafiğine kapatıldı

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı kutlamalarına yasak olan Taksim Meydanı ve çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Taksim meydanı çevresi bariyerlere kapatılırken çevik kuvvet ekipleri TOMA ve akrep tipi zırhlı araçlarla bölgede koğuşlanmaya başladı.


Kaynak IHA : Taksim Meydanı araç ve yaya trafiğine kapatıldı
Alıntı: Taksim Meydanı araç ve yaya trafiğine kapatıldı

Bursa Güvenlik Sistemleri

8. Giresun Günleri’nde şehitlere anlamlı vefa

8. Giresun Günleri kapsamında tarihi bir kültür hizmetine imza atan Giresun Federasyonu, Giresunlu 1076 şehidin listesini ilk kez bir kitapçıkta toplayarak 1-4 Mayıs tarihleri arasında Feshane'de gerçekleştirilecek Giresun Günleri'ne katılan ziyaretçilerine hediye edecek.

27 Nisan'da Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yaparak müthiş görsel şölen yapan Giresun Federasyonu'nun öncülüğünde ve Giresun Valiliği'nin himayesindeki 8. Giresun Günleri'nin açılışı yarın gerçekleşecek. Feshane'de 3 gün sürecek Giresun Günleri'nde önemli bir kültür hizmeti vermeyi amaçlayan Giresun Federasyonu Giresunlu 1076 şehidin listesinin yer aldığı Giresun kitapçığı ilk kez vatandaşlarla buluşturacak.

Giresun Federasyonu Kültür Komisyonu Başkanı ve Devr-i Alem Belgesel Program yapımcısı İsmail Kahraman tarafından hazırlanan ve Giresun Federasyonu'nun kültür hizmeti olarak yapılan çalışmada Giresun'un ilçe ilçe şehit listesi ilk kez açıklanacak. Giresun'un özetle tanıtan kitapçıkta, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı kayıtlarına göre başta 93 harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere tüm mücadelelerde şehit düşen 1076 şehidin isimleri yer alıyor.

Turan: Şehitlerimize vefa borcumuz var
Giresun Federasyonu Başkanı Hasan Turan, 8. Giresun Günleri'nde önemli bir kültür hizmetini hemşerilerine sunacaklarını söyledi. Giresunlu 1076 şehidin listesini, federasyonun kültür hizmeti olarak Giresun tanıtım kitapçığı ile ilk kez kamuoyuna açıklamanın heyecan ve gururunu yaşadıklarını ifade eden Başkan Turan, "Federasyonumuzun kültür hizmeti olan çalışmayı Feshane'de hemşerilerimize dağıtacağız. Giresunlu şehitlerimiz için ne yapsak azdır. Onlara olan vefa borcumuzu yerine getirmek için yaptığımız bu çalışma denizde bir damla. Onların isminin hatıra ormanlarında yaşatılması noktasında çalışmalarız var. Aziz şehitlerimiz için ne yapsak azdır. Onları bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum" dedi.


Kaynak IHA : 8. Giresun Günleri'nde şehitlere anlamlı vefa
Alıntı: 8. Giresun Günleri'nde şehitlere anlamlı vefa

Bursa Güvenlik Sistemleri

Ortaylı: 'Balkan milletleri için Türkler ortak bir düşmandır'

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Balkan milletleri için Türklerin ortak bir düşman olduğunu belirtti.

Tekirdağ'da Namık Kemal Üniversitesi'nin düzenlediği 'Balkan Tarihi Sorunsalı' konferansında konuşan tarihçi İlber Ortaylı, katılımcılara Balkanlar hakkında bilgi verdi. Ortaylı, "Balkanlar'da Türkler ortak bir düşman olarak görülmektedir. Türkler arzu edilmeyen bir yapıdır. Fakat bunlar aynı zamanda itişme kakışma, dışarı atma gibi politikalar takip etmelerine rağmen Türkler içeride kalmışlardır. Bugün bile Bulgaristan nüfusunun önemli bir kısmı, Yunanistan gibi başka azınlıkları silen, sindiren bir ülkede hala küçümsenmeyecek bir nüfus Türk'tür" dedi.

Ortaylı, bir öğrencinin Kırım'da yaşananlarla ilgili sorusu üzerine, "Kırım'da Türkler var, Kırım'da Ruslar var. Türkler fevkalade kırgın. Hani lehçe vardır, sahil Türkçesi, onun gibi durum. İnsanlar gidip oraya oturamıyor, iş bulursa sabah çalışmaya gidiyor, akşam evine diğer tarafa gidiyor. Sonra boşalmış köyler var. Benim soyadım da öyle bir köyden gelmektedir. Buraya yeniden iskan olmuyor. Çocukların devam edeceği kendi okulları yok. Kadınlarda bütün dünyadaki Türk kadınları gibi şirazesi bozuk. Amerika'daki Türk kadın çocuğu ile İngilizce konuşuyor, Rusya İmparatorluğu'ndaki Türk kadın çocuğu ile Rusça konuşuyor. Bu çok ayıp bir şeydir" diye konuştu.
Konferansa Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek ve öğrenciler katıldı. Konferansın ardından İlber Ortaylı'ya Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Şimşek tarafından plaket takdim edildi.

SERHAT YEŞİLİPEK


Kaynak IHA : Ortaylı: 'Balkan milletleri için Türkler ortak bir düşmandır'
Alıntı: Ortaylı: 'Balkan milletleri için Türkler ortak bir düşmandır'

Bursa Güvenlik Sistemleri

Mısır'daki idam cezaları Bursa’da protesto edildi

Bursa'da İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği üyeleri, Mısır'da 683 kişi hakkında verilen idam kararlarını protesto etti.

Mısır'daki darbenin ardından iktidara gelen cunta rejiminin aldığı idam kararlarına tepkiler sürüyor. Mısır'da daha önce 529 kişi hakkındaki idam kararının ardından 683 kişinin daha idama mahkum edilmesine tepkiler sürüyor. İHH Bursa Şubesi üyeleri ve vatandaşlar, idam kararlarını protesto etmek için Fomara Meydanı'nda toplandı. Katılımın yoğun olduğu gösteriye İHH Bursa Sorumlusu Hüseyin Kaptan, AK Parti Bursa İl Başkanı Cemalettin Torun, Mısır'dan gelen Prof. Dr. Muhammed Nasr Said ve çok sayıda gösterici katıldı. Kardeşlerinin yaşadığı zulmü yüreklerinde hissettiğini belirten İHH Bursa Sorumlusu Hüseyin Kaptan, "Müslümanlara yönelik zulüm sadece Mısır ile sınırlı değil. Arakan'da, Suriye'de, Irak'ta ve daha birçok İslam coğrafyasında zulümler devam ediyor. Şuan Mısır'da yaşananlar bizleri derinden üzüyor. Darbe yönetiminin aldığı kararları kesinlikle tanımıyoruz. Bizler son nefesimize kadar kardeşlerimizin yanında duracağız. Bugün burada toplanarak kardeşlerimizin yanında olduğumuzu gösterdik" dedi.

Mısır'da yaşanan darbenin ardından Türkiye'ye gelen Prof. Dr. Muhammed Nasr Said de, "Mısır'da yaşananlardan sonra birçok din adamı ve aydın başka ülkelere gitmek zorunda kaldı. Çünkü ülkeye hakim olan cunta rejimi Mısır'ı kan gölüne çevirdi. Mısır'da her ev acı içinde kıvranıyor. Bu darbeciler daha önce de İhvan Hareketi'ne saldırdılar ve liderlerini öldürdüler. Bunların amacı İslam'ı yok etmektir. Son zamanlarda yaşananlar Mısır'daki tabloyu açıkça ortaya koyuyor. Cuntacıların aldığı yeni kararla 683 kişi idama mahkum edildi. Bir annenin beş evladı da bunların içinde. Ne kadar acımasız oldukları çok açık bir şekilde ortada" diye konuştu.

Bu idam karalarının ardında ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinin olduğunu söyleyen Said, "Daha önce yaptıkları gibi yine birçok kişiyi idam etmeye çalışıyorlar. Amaçları İhvan-ı Müslim üyelerini yok etmek. İnşallah Allah onlara fırsat vermeyecektir. Mısır halkının yanında ne ABD ne Avrupa ülkeleri durdu. Mısır'da yaşanan katliama ses veren tek ülke Türkiye ve tek lider ise Recep Tayyip Erdoğan oldu. Kendisine minnettarız" şeklinde konuştu.

GÖKHAN SARIKAYA


Kaynak IHA : Mısır'daki idam cezaları Bursa'da protesto edildi
Alıntı: Mısır'daki idam cezaları Bursa'da protesto edildi

Bursa Güvenlik Sistemleri

Genelkurmay Başkanı’nın acı günü

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'ın vefat eden kayınpederi Mehmet Özkarahan, son yolculuğuna uğurlandı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in kayınpederi Mehmet Özkarahan (86), Özel Avcılar Hospital'da solunum ve kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Özkarahan için Bahçeşihir Camii'nde ikindi namazına müteakip cenaze töreni düzenlendi. Törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Orgeneral Kurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, eski Kuvvet Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emin Murat Bilgel, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul'da görev yapan amiraller ve generaller katıldı.

Törende Orgeneral Necdet Özel, kayınpederi Özkarahan'ın çocukları Cemal Özkarahan, Kemal Karahan ve eşi Kamuran Özel ile birlikte taziyeleri kabul etti. Necdet ve Kamuran Özel'in kızları Tuğba Özel Kızıl ve eşi Yusuf Kızıl, çocuklarıyla birlikte cenazede annelerini yalnız bırakmadı. Cenazeye Cumhurbaşkanlığı tarafından da çelenk gönderildiği görüldü.

Törene katılanlardan son kez helallik alındıktan sonra Mehmet Özkarahan'ın cenazesi başında dualar okundu. Özkarahan'ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından toprağa verilmek üzere Hadımköy Gülhane Mezarlığı'na götürüldü.


Kaynak IHA : Genelkurmay Başkanı'nın acı günü
Alıntı: Genelkurmay Başkanı'nın acı günü

Bursa Güvenlik Sistemleri

Oğlunun adını duyunca yıkıldı

İzmir'de, vatan savunmasında şehit düşen polis ve askerlerin aileleri ile birlikte gazilere Devlet Övünç Madalyası verildi. Törene katılan şehit polis ve asker yakınları gözyaşlarına boğuldu.

Bakanlar Kurulu kararınca Devlet Övünç Madalyası'na layık görülen şehit polis ve askerlerin yakınları ile gazilere, Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle madalyaları takdim edildi. Törene Vali Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Mehmet Çetin, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu ve çok sayıda üst düzey temsilci katıldı.Törende şehitlerin ve gazilerin özgeçmişleri okunurken şehit aileleri gözyaşlarına hakim olamadı.

Şehit ailelerinin yakınlarına madalyalarını takan İzmir Valisi Mustafa Toprak, şöyle konuştu: "Bu topraklarda bugün özgürce yaşayanların, vatanına, milletine, bayrağına, ezanına ve tüm mukaddesatına bir halel gelmesini istemeyen herkesin milletimizin birlik ve beraberliğine, vatanın bölünmez bütünlüğünün korunmasına önem vermeleri gerektiğine inanıyorum. Canlarının bir parçası olan evlatlarını kaybetmiş olmalarına rağmen hiçbir zaman bedenlerinden sabrı ve dillerinden "Vatan sağolsun" cümlesini düşürmeyen şehit ve gazilerimizin aileleri, yakınları her zaman bu milletin baş tacı olacaktır." Türk milletinin her ferdinin istiklal ve istikbali için şahadeti Allah'ın kullarına nasip ettiği ölümlerin en şereflisi olarak gördüğünü anlatan Toprak, şunları söyledi: "Zira biliyoruz ki Cenab-ı Allah kutsal kitabımızda bizlere; Allah'a adanmış canları, Allah için vatan, bayrak ve ezan gibi mukaddes değerler uğruna feda edilmiş canları övmüş ve cennetiyle müjdelemiştir. Yine biliyoruz ki, Allah katında en yüce mertebe, peygamberlikten sonra şehitlik mertebesidir. Ne mutlu bu mertebelere erişenlere. Evladınızın, yakınlarınızın mukaddes anısına sunulan bu övünç madalyasını gururla taşıyınız. Çünkü Türk Milleti ilelebet payidar olmasını bu fedakarlıklara borçludur."

BABASININ MADALYASINI TAKTI
Törende Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Mehmet Çetin de şehit yakınları ve gazilere madalyalarını taktı. Korgeneral Çetin, şehit polis memuru Murat Koç'un Devlet Övünç Madalyası'nı 5 yaşındaki oğlu Ata Koç'a taktı.
Törende görevlerinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Özgür Küçük, Piyade Er Mustafa Türkmen, Sıhhiye Er Yusuf Vural, Jandarma Komando Er Göksel Fidan, Jandarma Er Oğuz Şahin Kayabaş ile polis memurları Sinan Aras, Murat Koç, Samet Kırcalı, Mümin Atik'in yakınına övünç madalyası verildi.

Malullerden Piyade Üsteğmen Bülent Sarıgül, Piyade Kıdemli Çavuş Mehmet Lütfi Dal, İstihkam Uzman Çavuş Semih Gündeğer, Piyade Onbaşı Kamil Öncel, Topçu Uzman Çavuş Bülent Kusanç, Piyade Uzman Çavuş Mesut Evci, Jandarma Er Mehmet Taza, Polis Memuru Özkan Çağlar, Polis Memuru Hakan Demir, Polis Memuru Mehmet Yalçın ve Polis Memuru Serter Gönen'e de madalyaları verildi.

FERRUH SERÇE-MİHRAP DÜZÖZ


Kaynak IHA : Oğlunun adını duyunca yıkıldı
Alıntı: Oğlunun adını duyunca yıkıldı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Geçmişten günümüze Taksim ve 1 Mayıs

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 1912 yılından itibaren, bazı dönemlerde tamamen yasaklanmış olmasına rağmen bugüne kadar kutlanmaya devam edildi. 1977 yılında Taksim Meydanı'nda gerçekleşen ve akıllarda 'Kanlı 1 Mayıs ' olarak kalan, olayların ardından ise Taksim 1 Mayıs kutlamaları için özellikle tercih edilen bir yer haline geldi.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 1912 yılından itibaren, bazı dönemlerde tamamen yasaklanmış olmasına rağmen bugüne kadar kutlanmaya devam edildi. 1977 yılında Taksim Meydanı'nda gerçekleşen ve akıllarda 'Kanlı 1 Mayıs ' olarak kalan, olayların ardından ise Taksim 1 Mayıs kutlamaları için özellikle tercih edilen bir yer haline geldi. Bunun ardından da izinli, izinsiz, resmi ya da gayrı resmi oluşu fark etmeden hemen hemen tüm 1 Mayıs kutlamalarının adresi Taksim Meydanı oldu.

Türkiye'de 1 Mayıs kutlamaları ilk defa 1912 yılında İstanbul'da yapıldı. İlk kez resmi olarak 1923 yılında kutlanan 1 Mayıs, 1925'te çıkan Takrir-i Sükun Yasası ile yasaklandı ve bu yasak uzun zaman geçerliliğini korudu. 1935 yılında yapılan yeni düzenlemelerle "Bahar ve Çiçek Bayramı" adı altında gerçekleşen 1 Mayıs kutlamalarının ardından, uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması, 1977 yılında, İstanbul Taksim Meydanı'nda yapıldı. 1977'de Taksim Meydanı'nda yapılan kutlamalar sırasında çıkan olaylar nedeniyle, 34 kişinin hayatını kaybetmesi ve 136 kişinin yaralanması sonucu burada yaşanan olaylar akıllarda 'Kanlı 1Mayıs' olarak kaldı. 1977'deki olayların ardından 1 Mayıs, 1978′de yüz binlerce kişi tarafından yine Taksim Meydanı'nda kutlandı. Ancak kutlamalara yeniden yasak gelmesi uzun sürmedi ve Sıkıyönetim Komutanlığı, 1979'da, sadece Taksim Meydanı değil, genel olarak İstanbul'da miting yapılmasına izin vermedi ve hatta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Zaman içerisinde yaşanan kötü olaylara ve yasaklara rağmen, özellikle Taksim Meydanı'nda olmak üzere İstanbul sokaklarında, korsan 1 Mayıs kutlamalarına izinsiz gösteriler şeklinde devam edildi. 1 Mayıs kutlamaları sırasında yaşanan kötü olaylar konusunda Taksim Meydanı ile benzer talihi paylaşan ve kutlama yapılaması konusunda yasak gelen bir diğer alan Kadıköy oldu. Ancak Kadıköy'ün yasağı uzun sürmedi.

Uzun yıllar boyunca yasakların koyulup kaldırıldığı 1 Mayıs kutlamaları, 2008 Nisan'ında, 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak kutlanması TBMM tarafından kabul edildi. Sendikalar, Taksim'de kutlama yapılması konusunda hükümetle uzlaştı. Ancak Taksim Meydanı'nda kutlama yapma yasağının kalkması olayların çıkmasına engel olamadı ve sabah saatlerinden itibaren, Şişli, Osmanbey, Pangaltı, Nişantaşı, Okmeydanı, Dolapdere ve Kurtuluş'ta yine olaylar çıktı.

1 Mayıs'ın, 1981 yılından sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önergenin ardından, 2009 Nisan'ında gerçekleşti ancak kutlamaların Taksim'de yapılması yine yasaklar arasındaydı. 2013 yılında Taksim'i Yayalaştırma projesi adı altında 1 Mayısın Taksim'de kutlanılması yeniden yasaklandı. Buna rağmen bazı gruplar kutlamaları Taksim'de izinsiz olarak yapmak istemesi ve göstericilerin Taksim Meydanı'nda kalma konusunda ısrarı üzerine, polisin müdahalesi gerçekleşti, polis ve göstericiler arasında arbede yaşandı.

Bu yıl ise yapılacak 1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı yine yasaklı alanlar arasında. Bu nedenle akla gelen öncelikli ihtimaller, Taksim'de gerçekleşebilecek izinsiz gösteri ya da korsan kutlamalarla meydana gelebilecek bir kargaşa durumunda, Şişli ve civarındaki bölgelerde ulaşım ya da diğer kent dinamiklerinin ne ölçüde etkileneceği gibi sorular oluşturuyor.

Penbe Koç


Kaynak IHA : Geçmişten günümüze Taksim ve 1 Mayıs
Alıntı: Geçmişten günümüze Taksim ve 1 Mayıs

Bursa Güvenlik Sistemleri

30 Nisan 2014 IHA WEB TV'de günün özeti

30 Nisan 2014 IHA WEB TV'de günün özetini sizin için derledik.

Vali Mutlu'dan 1 Mayıs açıklaması

***

Enflasyon beklentisi açıklandı

***

İşte kupa

***

AYM'den 1 Mayıs kararı

***

Ağlatan veda

***

Dani Alves'e bir destek de Osmaniye'den


Kaynak IHA : 30 Nisan 2014 IHA WEB TV'de günün özeti
Alıntı: 30 Nisan 2014 IHA WEB TV'de günün özeti

Bursa Güvenlik Sistemleri

Ulaşıma 1 Mayıs ayarı

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle metrobüs hattında sadece Beylikdüzü-Topkapı arasında sefer yapılacak.

İstanbul Valiliği'nin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle toplu ulaşım ile ilgili aldığı kararlar şöyle:

"- 1 Mayıs 2014 günü 06.00'dan itibaren İstanbul Metrosu Yenikapı-Şişhane-Taksim ve Levent- Taksim arasında yolcu taşıması yapılmayacak. Taksim-Kabataş Füniküler seferleri de belirtilen saatten itibaren yapılmayacak.
- Metro seferleri sadece Levent-Hacıosman arasında sefer yapacak.
- Metrobüs seferleri 06.00'dan itibaren Anadolu yakasından, Avrupa yakasına seferler yapılmayacak.
Metrobüs hattında Avrupa Yakasında ise Beylikdüzü-Topkapı aktarma istasyonu arasında seferler yapılacak.
- Bağcılar-Kabataş arasında çalışan tramvay Topkapı istasyonuna kadar sefer yapacak. Topkapı-Kabataş arası sefer yapılmayacak.
- Kadıköy-Kartal metro hattı 1 Mayıs günü normal seferlerine devam edecek.
- Aksaray-Atatürk Havalimanı hattında hafif metro seferleri normal devam edecek.
- 300 İETT aracı Anadolu ve Avrupa yakasında istenilen her noktadan geliş ve gidiş ücretsiz sağlamak üzere tahsis edildi.
- Asayiş Harekat Merkezi'nden sorumlu Vali Yardımcısının talimatları doğrultusunda seferler normale dönecek".


Kaynak IHA : Ulaşıma 1 Mayıs ayarı
Alıntı: Ulaşıma 1 Mayıs ayarı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Borsa 74 bini aştı

İkinci seansa yükselişle başlayan BIST 100 Endeksi, 74 bin puanı aştı.

İlk seansın ardından günün ikinci yarısına da yüzde 0,09 oranında yükselişle 73 bin 502 puandan başlayan Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi, 74 bin puanın üzerine çıktı. Endeks, yüzde 2,29 oranında kazançla 73 bin 970 puanda seyrediyor.


Kaynak IHA : Borsa 74 bini aştı
Alıntı: Borsa 74 bini aştı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Türkiye’nin ilk evcil hayvan mezarlığı büyütülüyor

Bursa Osmangazi Belediyesi'nin 2007 yılında açmış olduğu Türkiye'nin ilk Evcil Hayvan Mezarlığı, kapasitesinin dolması nedeniyle büyütülüyor.

Bursa Osmangazi Belediyesi'nin 2007 yılında açmış olduğu Türkiye'nin ilk Evcil Hayvan Mezarlığı, kapasitesinin dolması nedeniyle büyütülüyor. Toplam 500 mezar kapasiteli olan mezarlıkta 495 hayvan gömülü bulunurken, yeni hayvanların defnedilebilmesi için mezarlık bin metrekare daha genişletilecek.Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi içerisinde yer alan Türkiye'nin ilk 'Evcil Hayvan Mezarlığı'na, 7 yıl içerisinde toplam 495 hayvan evcil hayvan gömüldü. Yıllardır beraber yaşadığı hayvan dostunu kaybeden vatandaşların büyük ilgi gösterdiği 500 mezar kapasiteli mezarlıkta, yeni hayvanların defnedileceği alan kalmaması üzerine Mezarlığın büyütülmesine karar verildi.Büyütme çalışmaları kapsamında, mezarlığın hemen yanında yer alan bin metrekarelik boş arazi mezarlığa dahil edildi. Yeni arazinin de eklenmesiyle birlikte mezarlığın kapasitesi iki katına ulaşarak 500 mezardan bin mezara çıktı.

Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi yetkilileri, ölen hayvanlarını gömmek isteyen vatandaşların yoğun talepleri doğrultusunda Evcil Hayvan Mezarlığı'nın büyütülmesine karar verildiğini söyledi. Vatandaşların talepleri doğrultusunda, Osmangazi Belediyesi'nin hayvan mezarlığının yanındaki boş alanı mezarlığa dahil etme kararı aldığını belirten yetkililer, "Evcil Hayvan Mezarlığı kapasitesini doldurmuş bulunmakta. Ancak hayvan sever vatandaşlarımızın ölen hayvanlarını gömebilmek için yaptıkları yoğun devam etmekte. Vatandaşlarımızın bu taleplerini karşılayabilmek için Evcil Hayvan Mezarlığı'nın hemen yanında bulunan barınağa ait bin metrekarelik boş alan, mezarlığa dahil edilerek, mezarlığımızın kapasitesi iki katına çıkacak" dedi.

Evcil hayvanlarını gömen vatandaşların, özellikle bayramlarda ve resmi tatil günlerinde mezarlığa ziyaretlere geldiklerini ifade eden Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi yetkilileri, "Vatandaşlarımız hayvanlarını öldükten sonra da unutmuyor ve mezarlığa sık sık ziyarete geliyor. Bu ziyaretlerde mezarların etrafına çeşitli çiçekler ekiyorlar" diye konuştu.Türkiye'nin ilk hayvan mezarlığındaki mezar taşlarına yazılan duygu dolu sözlerde oldukça dikkat çekiyor. Kaybettikleri hayvan dostlarını mezarlığa gömen vatandaşlar, mezar taşlarına yazdıkları yazılarla ölen hayvanlarına olan sözlerini kalıcı hale getiriyor.


Kaynak IHA : Türkiye'nin ilk evcil hayvan mezarlığı büyütülüyor
Alıntı: Türkiye'nin ilk evcil hayvan mezarlığı büyütülüyor

Bursa Güvenlik Sistemleri

Yaş çayın bedeli belirlendi

Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, artan yaş çay üretim maliyetlerini de göz önünde bulundurarak yaş çay için hükümetten 1 TL 60 kuruş talep edeceklerini duyurdu.

Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç yaptığı basın açıklaması ile bu yıl için hükümetten talep edilecek 1 kilo yaş çay bedelini 1 TL 60 kuruş olarak açıkladı. Paliç yaptığı açıklamada, " 2013 yılında yaptığımız araştırmalarda çay üreticisinin mağdur edilmemesi için 1 kilo yaş çay yaprağına 1 TL 50 Kuruş verilmesini talep etmiştik. Bu talebimize rağmen geçtiğimiz yıl Çaykur tarafından alınacak yaş çayın kilogramı için 12 kuruşluk destekleme ödemesi ile birlikte 1 TL 35 kuruş verilmişti. Bu yıl talep edeceğimiz rakamı belirlemek için odalarımız ve diğer sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız istişareler neticesinde, artan üretim maliyetlerini de göz önünde bulundurarak 1 TL 60 kuruş talep etmeye karar verdik. İlgili bakanlığımızdan üreticilerimizin mağdur edilmemesi için 1 kilo aş çay yaprağına bu bedeli vermelerini talep edeceğiz."dedi. Paliç, bu yıl Mart ayında yağan kardan dolayı yaklaşık yüzde 15'lik bir ürün kaybı beklediklerini belirtti.

BEYAZ ÇAY EK GELİR OLACAK

Paliç, Çaykur'un beyaz çay üretimine geçmesinin kendileri açısından sevindirici bir gelişme olduğunu belirterek, "Bunlar güzel ve desteklenmesi gereken çalışmalardır. Kilo gramı yaş çaya kıyasla çok çok fazla olsa da bu üreticilerimizin beyaz çaydan büyük paralar kazanacağı anlamına gelmiyor. Bilindiği gibi beyaz çay, çay filizinin en ucundaki tomurcuktan üretiliyor. Üreticilerimizin toplayacağı tomurcuk miktarı sınırlıdır. Bir insanın bir günde toplayabileceği tomurcuk miktarı yarım kilo kadardır. Bir dönüm çaydan elde edilecek tomurcuk miktarı da yaklaşık o miktarda olur. Yalnız tomurcuğu alınan çay bitkisinin diğer kısmı yine çay olarak toplanıp satılabileceği için bu uygulama üreticilerimize azda olsa ek bir gelir sağlayacaktır. Yetişkinler çay toplarken çocuklar tomurcukları toplayabilir" diye konuştu.


Kaynak IHA : Yaş çayın bedeli belirlendi
Alıntı: Yaş çayın bedeli belirlendi

Bursa Güvenlik Sistemleri

Sinema sanatçısı Erdo Vatan hayatını kaybetti

Tanınmış sinema sanatçısı Erdo Vatan, Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde hayatını kaybetti.

Yaklaşık 10 yıl önce yüz felci geçiren 79 yaşındaki sanatçı, bir yıldan bu yana da pankreas kanseriyle mücadele ediyordu. Çok sayıda filme imza atan 2 çocuk babası Erdoğan Vatan, dün gece Burhaniye İskele mahallesindeki evinde hayatını kaybetti.

Ankara Gazi Üniversitesi'ndeki 2 aylık tedavinin ardından Burhaniye'ye gelen sanatçı, Burhaniye Devlet Hastanesindeki yoğun bakım ünitesindeki tedavinin ardından 5 gün önce taburcu edilmişti.

Erdo Vatan'ın cenazesi yarın Merkez Kocacami'de öğlen namazının ardından kılınacak cenaze namazının ardından ilçenin Geriş mezarlığında toprağa verilecek.

FATMA TALAY


Kaynak IHA : Sinema sanatçısı Erdo Vatan hayatını kaybetti
Alıntı: Sinema sanatçısı Erdo Vatan hayatını kaybetti

Bursa Güvenlik Sistemleri

Leopar davası başladı

Diyarbakır'da geçtiğimiz yıl kendilerine saldıran leoparı öldürdükleri gerekçesiyle haklarında dava açılan Mahmut ve Kasım Kaplan isimli kuzenlerin yargalanmasına başlandı.

Leopar davasının ilk duruşmasında mahkeme heyeti, saldırıya uğrayan Kasım Kaplan'ın vücudundaki izlerin pençe izi olup olmadığının tespiti için dosyayı Adli Tıp Kurumu'na göndermeye ve 12 Haziran 2014 günü olay yerinde keşif yapmaya karar verdi.
Solmaz köyünde çobanlık yapan Mahmut Kaplan hayvan otlatırken, kuzeni Kasıp Kaplan'a saldırdığı gerekçesiyle bir leoparı vurmuştu. Leoparın öldürülme davasının duruşması bugün Çınar ilçesinde başladı. Çınar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istemi ile tutuksuz yargılanan Kasım Kaplan ile kuzane Mahmut Kaplan'ın yanı sıra Ankara, Antalya ve Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ile Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği temsilcileri katıldı.


"KASIM KAPLAN'I KORUMAK İÇİN ATEŞ ETTİM"
Duruşmada söz alan leoparı öldüren Mahmut Kaplan, hayvanlarını kayalık bir bölgede otlatırken bu hayvanla karşılaştığını ve Kasım Kaplan'ı korumak için ateş ettiğini dile getirdi. Leoparın saldırısına uğrayan Kasım Kaplan ise duruşmada verdiği ifadede leoparla boğuştuklarında uçurumdan yuvarlandığını ve leoparın yeniden saldırmak üzereyken kuzeni tarafından vurulduğunu belirtti. Kaplan, kuzeninin ateş etmemesi durumunda leoparın kendisini öldürebileceğini kaydetti.


OLAY YERİNDE KEŞİF KARARI VERİLDİ
Çınar Asliye Ceza Mahkeme heyeti sanıkları ve müdahil avukatlarını dinledikten sonra olayın aydınlatılması ve delillerin tespiti için leoparın öldürüldüğü yerde keşif yapılmasına karar verdi. Mahkeme, Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi'ne yazı yazılarak bölgede daha önce leopar görülüp görülmediğinin de araştırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca yaralanan sanık Kasım Kaplan'ın tedavi kayıtlarının alınarak vücudundaki yaralanmanın leopar pençesi olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar vererek, duruşmayı 20 Haziran 2014 tarihine erteledi.


"DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Duruşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu üyesi avukat Lider Tanrıkulu sonuna kadar davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Tanrıkulu, "Hayvan Hakları Evrensel Sözleşmesi'nin açık ihlali söz konusudur. Nesli tehlike altında olan bu hayvanın öldürülmesi fiilinin cezası hapis olmalıdır. Sanıkların savunmalarının gerçekçi bir tarafı yoktur. Leopar saldırısına uğrayan kişinin sağ kurtulması mümkün değildir. Bunların cezalandırılması gerekmektedir. Verilecek ceza kamu vicdanını rahatlatıcı olmalıdır. Biz bu işin peşini bırakmayacağız" ifadesini kullandı.
Tutuksuz yargılanan Kasım ve Mahmut Kaplan ise sorulara yanıt vermeden adliyeden ayrıldı.


Kaynak IHA : Leopar davası başladı
Alıntı: Leopar davası başladı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Ünlü aktör Bob Hoskins hayatını kaybetti

Ünlü İngiliz aktör Bob Hoskins, hayatını kaybetti.

Dünyaca ünlü oyuncu Bob Hoskins, zatürre tedavisi gördüğü hastanede, 71 yaşında hayata gözlerini yumdu. 26 Ekim 1942 doğumlu ünlü oyuncu, En iyi Drama dalında Altın Küre ödülü kazanmıştı. Hoskins 2012'de sinemayı bırakmıştı.


Kaynak IHA : Ünlü aktör Bob Hoskins hayatını kaybetti
Alıntı: Ünlü aktör Bob Hoskins hayatını kaybetti

Bursa Güvenlik Sistemleri

İleri Otizm ve Engelliler Araştırma Derneği ödül töreni

İleri Otizm ve Engelliler Araştırma Derneği'nin çalışmalarıyla otizmden kurtulan çocuklar, 'uluslararası otizmden kurtuluş yeni hayata merhaba doğum günü partisini' kutladılar.

İleri Otizm ve Engelliler Araştırma Derneği'nin çalışmalarıyla otizmden kurtulan çocuklar, ödül alan sanatçılarla birlikte "uluslararası otizmden kurtuluş yeni hayata merhaba doğum günü partisini" kutladılar.Uğur Dündar, Petek Dinçöz, Müjdat Gezen ve daha pek çok sanatçının katılımıyla, otizmden kurtulan çocuklar, üzerlerinde kendi fotoğrafları bulunan pastayı kestiler.

Geceye katılan ve yaşam boyu onur ödülü alan Kibariye, doğum günü şarkısıyla çocukların doğum günlerini kutladı. Geceye katılan sanatçıların yanısıra haberciler, otistik çocuklara her zaman destek vermek istediklerini belirttiler.

Otizm Derneğinin basın sözcüsü Neşe Balcı Altın, günün anlam ve önemini anlattı.Geceye katılan otizmden kurtulan çocukların anneleri ise çocukların otizmden kurtulup, böyle bir gecede bunu kutladıkları için çok mutlu olduklarını belirttiler. İleri Otizm ve Engelliler Araştırmaları Derneği, her yıl otizmden kurtulan ve dünyanın farklı ülkelerinden gelecek olan çocuklarla doğum günü kutlamasını yapacak.


Kaynak IHA : İleri Otizm ve Engelliler Araştırma Derneği ödül töreni
Alıntı: İleri Otizm ve Engelliler Araştırma Derneği ödül töreni

Bursa Güvenlik Sistemleri

Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'

Hasan Tomuk, radyo programcılığına yıllarını vermiş, sesini çok iyi kullanan ve dinleyiciyi ile nasıl konuşmasını bilen başarılı bir isim.

Radyo programcılığına genç yaşlarda başlamış ve uzun süredir dinleyicilerine kendi şiirlerini kendi sesiyle aktaran, yaptığı işin her evresinden keyif almayı bilen başarılı radyocu Hasan Tomuk'a misafir olduk bu röportajımızda. Aynı zamanda bir diksiyon eğitmeni de olan Tomuk sesini çok iyi kullanan ve dinleyiciyi ile nasıl konuşmasını, nerelere vurgu yapmasını çok iyi bilen bir radyocu. Bizim de kendi sesinden şiirler dinleme fırsatı bulduğumuz başarılı radyocu şiirin bir başkaldırma olduğunu vurguluyor ve röportajımızda böylece başlamış oluyor.

-Radyo programcılığına nasıl başladınız?

16-17 yaşlarındaydım o zamanlar Çorum'da yaşıyorduk. Radyo programlarını takip ederdim. Yayın yapanların ses tonuna ve düzgün Türkçeleri beni çok etkilerdi. O zamanlar kasetler yoğun olduğu için kendi sesimi çeker dinlerdim. Bununla ilgili bir anımı paylaşmak isterim. Bir gün ben yine kasete şiir okudum. Kaseti dinlerken annem girdi odaya 'Oğlum radyonun sesini kısar mısın? 'dedi. Bende tebessümle 'Anne o benim sesim' dedim. Annem haliyle şaşkına döndü. Böyle bir yeteneğim olduğu farkına varıldı. Ellerinden geldiğince destek oldular. Daha sonra memleketimin yerel radyolarında çalışmaya başladım. Sabah haberleri, kültür sanat ve şiir programları sundum. O sırada Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde eğitime başladım. Orada da program yapmaya başladım. Şiir istek programları yine kültür sanat ağırlıklı programlardı. Bölümüm İletişim olduğu için haliyle diksiyon dersleri aldım. İstanbul'a geldim ve diksiyon üzerine birçok yerde eğitim veriyorum.

-Üniversite eğitiminize başlarken aynı zamanda da radyo programı sundunuz. Aileniz oğlum bırak işi önce eğitimini al dediği oldu mu?

Bu soruyu şöyle bir anımla cevaplayayım. Annem oğlum sen radyoya gidiyorsun. O kadar çalışıyorsun neden sana para vermiyorlar? Demişti. Ben sabrettim bekledim ve ısrarla devam ettim. Çorum gibi yerel yerlerde çeşitlilik olmuyor. Ancak ben bana kattıklarını düşünerek daha istekli oldum. Çok şükür şuan da ekmeğimi buradan kazanacak hale geldim. Bunu elbette o zaman tahmin edemezdim.

-Radyoculukta en önemli etken ses midir?

Her şey sestir diyemeyiz. Çünkü bunun örnekleri çok var. Muhabbet esnasında arkadaşlar işte bunu sesi güzel bunun sesi kalın bundan radyocu olur diye fakat her şey bu demek değildir. Sesi, öncelikle güzel kullanabilmek önemli. Doğaçlamanız yok ise asla radyocu olamazsınız. Bilgi birikim ve doğaçlama. İnsanlarla iyi bir iletişimi olmalı. Radyoculuk bana göre Televizyondan daha samimi ve özellikle şiir programları daha çok duygulara hitap ediyor. Hoşa giderse güzel dostluklar kuruluyor. Aileden biri gibi oluyorsunuz.

-Yayın esnasında sizi arayan dinleyicilerinizle konuştuğunuzda zorlandığınız oluyor mu?

Aslında birçok samimi tepkiler geliyor. Örneğin 'Ben evleneceğim ama ne yapmalıyım?'diyenler oluyor. Telefon açıyor ve istek istiyor. Kendini kötü hissedenler kendini anlayacak birini aramaya başlıyorlar. O an sesinizin samimiyetinden etkilenerek ilginç anlara tanık oluyorsunuz. Arıyor adamın biri intihar edicem yardım et diyor. O an düşünemiyorsunuz kimdir ne değildir kapatmakla kapatmamak arasında kalıyorsunuz. Bunu birkaç kez yaşadım. Bir taraftan vicdanınız ve bir taraftan radyoculuğunuz kalıyorsun ortada ikna ediyorsunuz.

-Radyo programlarınızda en çok neye dikkat ediyorsunuz?

En çok doğal olmaya doğal olmaya dikkat ediyorum. Zaten normal hayatta düzgün telaffuz kullanmıyorsam, radyoda da kullanamam tam bu noktada tersi olursa samimiyetsizlik oluyor. Ben nasılsam Türkçeyi nasıl kullanıyorsam hayata nasıl bakıyorsam bu en doğal haliyle dinleyicilere etkilemem gerekiyor.

-Şiirin sizin hayatınızda ayrı bir yeri olduğunu biliyoruz. Şiire olan yönünüzden bahsedercisiniz?

Şiiri hep sevdim. Toplumda şöyle bir yanlış algı var hep karşılıklı olan sevgiler için yazılı bazı şeyler. Oysa sevginin aşkın birçok çeşidi var. Sadece karşı cinslerin birbirine duygusal yaklaşımı değildir. Şiir bir kitabın ifade etmediği şeyleri iki mısrada anlatır. Bu yüzden şiirin benim yerimde ayrı yeri var. Şiir başkaldırmadır.

-Örnek aldığınız ve beğenerek dinlediğiniz radyocular var mı?

İbrahim Sadri'yi çok beğenerek dinliyordum. Zaten o zamanlar başkada kimse çıkmıyordu. Özellikle TRT'nin benim için ayrı bir yeri var. Yayınları kısa öz ve samimi şekilde ifade diyor.

-Türkiye'de radyo programcılığına gereken önem verildiğini düşünüyor musunuz?

Radyonun reklam gelirleri düştü ve kurumların karları azaldı. İyi bir programcı istiyorsanız iyi bir ücret vermeniz gerekiyor. Kimseye 'Allah rızası için gel çalış' diyemezsiniz. Radyocunun da emeği önemli çünkü radyocu kendi hayatına buradan devam ediyor ve buradan para kazanıyor. Burada önemli etkenlerde dinleyiciler, onlar olmasa bir anlam kalmıyor.

-Aynı zamanda iletişim ve diksiyon eğitimi veriyorsunuz. Kendini bu yönde geliştirmek isteyenlere neler önerirsiniz?

Öncelikle şöyle bir sözü vardır büyük bir âlimin 'Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım göğe ererdi' sözünün benim için ayrı bir yeri var. Bilmiyorum demek önemlidir. Bazı derslerime radyo programcıları ve diksiyonu düzgün dediğim kişiler de geliyor. Onlara 'Sıkılabilirsin dersimden' diyorum. Onlarda 'Hayır mutlaka eksiğim vardır' diyorlar. Eksiğinizi mutlaka kabullenmeniz gerekir. Öğrenci iyi bir şey görüyorsa örnek alır. Hocalara büyük görev düşüyor. Birçok notlar var elbette bunlardan da takip edebilirsiniz ama önemli etkenlerden biri öğreten kişidir. Günümüzde iş için daha çok ön planda olsa da iletişim toplumda büyük kurtarıcıdır. İletişim kurmak bir yana iletişimi etkili kurmaktır amacımız. Büyük küçük demeden herkesin alması gereken derstir.

-Şiir albümünüzden bahseder misiniz?

Bildiğiniz gibi şiir yorumlarını daha öncede yapıyordum.Sözün Kırgın Kanatları adlı şiir albümü çıkardık. Ben bunu şiir kitabı olarak çıkartırsam sanki bir şeyler eksik kalacaktı. İnsanların beni seslendirdiğim şiirlerden tanımasını istedim. Kitapta okuduğu şiiri birde seslendirilmiş olarak görmesi okuyucular açısından iyi olacağını düşündüm.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Mevlana'nın; Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya …Kalp durur …Akıl unutur …Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur, ne de unutur … sözleriyle bitirmek isterim.

ŞİFA KAYMAK

İSTANBUL


Kaynak IHA : Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'
Alıntı: Hasan Tomuk: 'Şiir bir başkaldırmadır'

Bursa Güvenlik Sistemleri

Doğu Karadeniz’de ölüm oranları azaldı

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 2013 yılında ölüm oranlarının bir önceki yıla göre azaldığı belirlendi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Trabzon Bölge Müdürlüğü'nden alınan verilere göre, Türkiye'de ölüm sayısı 2012 yılında 376 bin iken, 2013 yılında yüzde 1 azalarak 372 bin 94 oldu. Ölenlerin yüzde 55'ini erkekler, yüzde 45'ini kadınlar oluşturdu. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ise ölenlerin sayısı 2012 yılında 16 bin 488 iken, 2013 yılında bu sayı yüzde 3,1 oranında azalarak 15 bin 977'ye geriledi. Ölenlerin yüzde 55,8'ini erkekler, yüzde 44,2'sini kadınlar oluşturdu. Kaba ölüm hızı (Belli bir yıl içinde her 1000 nüfus başına düşen ölüm sayısıdır) 2012 yılında binde 6,5 iken, bu hız 2013 yılında binde 6,3'e düştü.

2013 YILINDA DOĞU KARADENİZ'DEKİ TÜM İLLERDE KABA ÖLÜM HIZI AZALDI
Kaba ölüm hızı 2013 yılında bir önceki yıla göre Trabzon'da binde 0,1 azalarak binde 5,8; Ordu'da binde 0,2 azalarak binde 6,1; Giresun'da binde 0,4 azalarak binde 7,3; Rize'de binde 0,2 azalarak binde 5,9; Artvin'de 0,1 azalarak binde 7,7; Gümüşhane'de binde 0,2 azalarak binde 6,2 oldu.

DOĞU KARADENİZ'DE BEBEK ÖLÜM HIZI BİNDE 8,2'YE DÜŞTÜ
Doğu Karadeniz'de bebek ölüm sayısı 2012 yılında 350 iken, 2013 yılında 263'e düştü. Bebek ölüm hızı, 2012 yılında binde 10,7 iken bu hız 2013 yılında binde 8,2 oldu. Diğer bir ifade ile 2013 yılında 1 000 canlı doğum başına 8,2 bebek ölümü düştü. Doğu Karadeniz'de bebek ölüm hızı illere göre incelendiğinde, 2013 yılında bebek ölüm hızının en yüksek olduğu il binde 9,5 ile Trabzon oldu. Bunu binde 8,3 ile Ordu, binde 8 ile Artvin, binde 7,7 ile Giresun, binde 6,6 ile Gümüşhane izledi.
Bebek ölüm hızının en düşük olduğu il ise binde 5,8 ile Rize oldu. Türkiye'deki bebek ölüm hızının en düşük olduğu il sıralamasında da Rize, Tünceli'den sonra ikinci sırada yer aldı.

OZAN KÖSE
TRABZON


Kaynak IHA : Doğu Karadeniz'de ölüm oranları azaldı
Alıntı: Doğu Karadeniz'de ölüm oranları azaldı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Kastamonu'da susuzluk alarmı

Kastamonu'da susuzluk alarmı verildi.Nisan yağmurlarına rağmen Karaçomak Barajı'nda su seviyesi istenilen seviyeye gelmedi.

Bahar yağmurların az olması Karaçomak Barajı'nı olumsuz etkiledi. Barajda su seviyesi düşerek , bir zamanlar suyla dolu alanlar azalarak yeri çorak topraklara bıraktı. Barajda suların çekilmesini tehlikeli gördüklerini belirten Amatör Balıkçı Nevzat Arslan, "Kastamonu'da kuraklık tehlikesi var. Barajlarda suların çekilmesi içme suyunun bitmesi sinyalini veriyor. Onun için bir önlem alınması gerekiyor. Ben, 25 yıldır Kastamonu'da ikamet ediyorum. İlk defa suların çekildiğini görüyorum" dedi.
Önceki yıllarda Karaçomak Barajında su seviyesinin yüksekte olduğunu belirten Emrah Çilingir (25) de, önümüzdeki yıllarda aynı sorunu yaşamamak için Kırık Barajı'nın biran önce hayata geçirilmesini istedi.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Kastamonu Bölge Müdürü Recep Çıtır ilde 100 günlük içme suyu kaldığını belirterek, " Kastamonu açısından değerlendirdiğimizde son 83 yılın en kurak mevsimlerini yaşıyoruz. Şu anda Karaçomak Barajı'nda aktif hacim olarak 3 milyon 216 bin metreküp su bulunmaktadır. Bu oran doluluk oranında yüzde 15,9 oranına tekabül etmektedir. Geçen haftadan başlayarak yağan yağmurların baraja önemli bir katkısı olmadı ve su seviyelerinde önemli bir yükselme meydana gelmedi. Yağan yağmurla akışa geçmedi. Toprak tam olarak suya doymadığı için yağmur suları barajı besleyemedi. " dedi.

Çıtır , Türkiye'de kuraklığın en çok hissedildiği ilin Kastamonu olduğu belirtti.

VATANDAŞLAR, KIRIK BARAJI'NIN YAPILMASINI İSTİYOR

Devlet Su İşleri (DSİ) Kastamonu Bölge Müdürlüğü'nün ikinci gölet projesinin bir an önce hayata geçmesi bekleniyor. Vatandaşlar, baraj içindeki suların azalmasıyla geçen yıllarda projesi hazırlanan ve bir türlü hayata geçirilemeyen ikinci içme suyu için yapılması planlanan Kırık Barajı'nın biran önce yapılmasını istiyor.

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU


Kaynak IHA : Kastamonu'da susuzluk alarmı
Alıntı: Kastamonu'da susuzluk alarmı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Diyanet işleri Başkanı’nın kandil mesajı

Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez: 'Regaib gecesi bizlere rağbetlerimizin yalnızca rabbimize yönelik olması gerektiğini hatırlatır' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Regaib Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, Türkiye'de işlenen kadın ve çocuk cinayetlerine dikkat çekerek, "Hiç şüphesiz bu yaşananlar bütün dünyada insanlığın, İslam'ın barış ve rahmet mesajlarına ne kadar da çok muhtaç olduğunu göstermektedir" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Regaib Kandili münasebetiyle yayımladığı mesajında, "Aslında müminler için tüm zamanlar, günler, geceler, haftalar, aylar ve seneler, Allah'a kulluk şuuruyla ve Rabbimizin rızasına ermek amacıyla yaşanır. Ancak her yıl gelen Regaib gecesi, üç aylar olarak bilinen ve manevi coşkunun daha yoğun yaşandığı müstesna zaman dilimlerinin başladığını haber verir. Kur'an ve oruç ayı Ramazan-ı şerifin müjdesini getirir. Günahlardan arınmak için sunulan imkân ve fırsatları; Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretini bizlere hatırlatır. Her yıl gelen Regaib gecesi, geleceğe ve istikbale yönelik arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı gözden geçirme imkânı verir, rağbetlerimizin yalnızca Rabbimize yönelik olması gerektiğini hatırlatır" dedi.

"ÇOCUK VE KADIN CİNAYETLERİ İSLÂM'IN DA ÖTESİNDE İNSANLIĞIN VİCDANINI KAYBETTİĞİNİN BİR EMARESİDİR"
"Üzülerek ifade edelim ki üç ayların başlangıcını ve Regaib Kandilini idrak ettiğimiz şu günlerde bir tarafta Suriye, Mynmar, Irak ve Orta Afrika'da akan kanlar, diğer tarafta adalete ve hukuka uygunluğu her zaman tartışılacak olan Mısır'da alınan idam kararları mümin yürekleri incitmiş, İslâm dünyasının manevi mevsime yine acı ve ıstırapla girmesine neden olmuştur" diyen Görmez, şunları kaydetti:
"Diğer taraftan son günlerde işlenen çocuk ve kadın cinayetleri ise, İslam'ın da ötesinde insanlığın vicdanını kaybettiğinin bir emaresidir.

Hiç şüphesiz bu yaşananlar bütün dünyada insanlığın, İslam'ın barış ve rahmet mesajlarına ne kadar da çok muhtaç olduğunu göstermektedir. Bunun için öncelikle mümin gönüllerin merhamet eğitiminden geçmesi, sevgi, şefkat, hilm ve kardeşlikle buluşması, kalb-i selim sahibi olması gerekmektedir. Mümin gönüllere rahmet ve merhamet yerleşmeden, İslâm dünyasının birçok bölgesinde var olan açlık ve sefalet; şiddet, çatışma ve gerginlik ortamları ortadan kaldırılamaz.""Ne yazık ki müminler topluluğu olarak bizler, bugün, bilgiye, imana, Kur'an'a, üsve-i hasene bir peygambere, köklü bir medeniyete, engin tecrübeye, zengin birikime sahip olmamıza rağmen bir türlü sulh ve sükûnu, birlik ve beraberliği, muhabbet ve meveddeti, kardeşlik ve dayanışmayı gerçekleştiremiyoruz" diyen Prof. Dr. Görmez, şunları ifade etti:


"Müslümanlar olarak her birimiz arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı, rağbetlerimizi daima iyiye, doğruya, güzele, faydalı olana, hakka ve hakikate; regaibimizi Rabbimize yöneltmemiz gerekirken bir de bakıyoruz ki dil, ırk, mezhep, meşrep ve grup ayrılığına düşmüş, kamplara bölünmüş, ihtilaf, tefrika ve fitne bataklığına saplanmışız. İslâm'ın barış ve esenlik mesajlarını tüm insanlığa takdim ederek yeryüzünde hakkı, hakikati, hukuku, adaleti, ahlakı, fazilet ve erdemi gerçekleştireceğimiz yerde, enerjimizi sürekli boşa harcıyoruz. Bir türlü kin, nefret ve intikam duygularından nefislerimizi arındırarak İslâm diyarlarını barış ve esenlik diyarlarına dönüştüremiyoruz. Bir türlü iç sorunlarımızı halledip de insanlığı kuşatan sorunlara yönelemiyoruz. İslâm'ın barış ve esenlik mesajlarını asrın idrakine sunamıyoruz."

"HİÇBİR ÇIKAR, MENFAAT VE MASLAHAT, MÜMİNLERİN KARDEŞLİK HUKUKUNU İHLAL ETMESİNE NEDEN OLMAZ"
"Gelin, üç aylar ve Regaib Kandilini fırsat bilerek İslâm dünyasını, İslâm'ın dünyası yapmak için çaba gösterelim" diyen Görmez, "İslam coğrafyasını çocuklarımıza ve gelecek nesillere yeniden umut veren bir coğrafyaya dönüştürelim. Bunun için Müslümanlar olarak fert fert ve topluca bir muhasebe içine girelim. Bütün yapıp ettiklerimizi bir kez daha gözden geçirelim. Kalb-i selim dışında hiçbir şeyin fayda vermediği o gün gelmeden önce nefislerimizi hesaba çekelim. Bilelim ki Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların selamette olduğu kimsedir. Mümin, elinden ve dilinden diğer müminlerin güven duyduğu, emin olduğu kimsedir. Müslüman Müslümana zulmetmez. Müslüman, Müslüman kardeşinin hakkına ve hukukuna el uzatmaz. Müminler kardeştirler. Hiçbir çıkar, menfaat ve maslahat, müminlerin kardeşlik hukukunu ihlal etmesine neden olmaz. Hiçbir mümin, bir başka müminin hak ihlali üzerine varlık tesis edemez. Yine bilelim ki bugün Müslümanların yapması gereken, kardeşliğin edebiyatını yapmak yerine kardeşlik ahlakını ve hukukunu var etmek, yaşamak ve yaşatmaktır" diye konuştu.
Prof. Dr. Görmez, mesajında şunları kaydetti:


"Herkesin büyük kalabalıklar içerisinde yalnızlığı yaşadığı bu dünyada adımlarımızı, sevgiye, muhabbete, dostluğa ve kardeşliğe doğru atalım. "Hiç kimse kimsesiz kalmasın" diyelim. Yalnızlıktan sıyrılarak başta ailelerimiz olmak üzere, mahallelerimizde, semtlerimizde, beldelerimizde ve ülkemizin her köşesinde sevginin ve muhabbetin coşkusuyla birliğimizi ve dirliğimizi pekiştirelim. Böylelikle bu coşku, heyecan ve imanın atmosferinde hiçbir fert yoksulluğu ve kimsesizliği hissetmesin. Unutmayalım ki yoksulluk varlığın kaybolması ve yok olması demek değildir. Yoksulluk içimizdeki merhametin yok olması, karşımızdakini merhametin zenginliğinden yoksun bırakmaktır. Yetim, öksüz ve kimsesiz kalmak maddi olarak sadece anneden ve babadan mahrum kalmak değildir. Yetim, öksüz ve kimsesiz kalmak, sevgi, şefkat ve merhametten uzak kalmak demektir. Mümin, fıtrî olarak öz çocuğuna duyduğu sevgi ve şefkati bir ahlak olarak hayatına yansıtan, diğer bütün çocukları, garipleri, kimsesizleri kendi çocuğu gibi görebilen kimsedir.

Kısacası Kur'an'ın ve Hz. Peygamberin mesajlarıyla gönüllerimizi mümin duyarlılığıyla imar edelim ki, ihsana, hüsne ve güzel olana varalım. Her türlü riyadan, gösterişten, yalandan, iftiradan, gıybetten, kinden, öfkeden, nefretten, kibirden, ihanetten, vefasızlıktan, ikiyüzlülükten, bencillikten, güç tutkusundan ve tahakkümden nefislerimizi arındıralım ki, fazilet ve kemale erelim. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın ve âlem-i İslâm'ın mübarek üç aylarını ve Regaib Kandillerini tebrik ediyor; üç ayların gelişiyle birlikte gönüllerimizi itminana kavuşturan rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin, ülkemizden başlayarak dalga dalga tüm insanlığı kuşatmasını, onların hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını, bu mübarek gün, gece ve aylarda yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum."


Kaynak IHA : Diyanet işleri Başkanı'nın kandil mesajı
Alıntı: Diyanet işleri Başkanı'nın kandil mesajı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Yeni imajıyla kimse tanıyamadı

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde 'İbrahim Velid' karakteriyle hafızalarda yer eden usta tiyatrocu ve seslendirme sanatçısı Payidar Tüfekçioğlu, yeni imajıyla dikkat çekti.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde 'İbrahim Velid' karakteriyle hafızalarda yer eden usta tiyatrocu ve seslendirme sanatçısı Payidar Tüfekçioğlu, yeni imajıyla dikkatleri üzerine çekti.Önceki gün yakın çevresiyle yemekte görüntülenen Tüfekçioğlu, sakallı imajıyla ​görülünce, hemen akıllara yeni proje olup olmadığı sorusu geldi.

Başarılı oyuncu, mekan çıkışında muhabirlerin "İmajınız çok yakışmış, uzun süredir ekranlardan uzaksınız, yoksa yeni bir proje mi var?" sorusuna, "Yeni bir dizi projesi var evet. Ama imajım yeni proje için değil. Belki ​de bu şekilde oynarım, işin o kısmını hep birlikte göreceğiz" diyerek mekandan uzaklaştı.


Kaynak IHA : Yeni imajıyla kimse tanıyamadı
Alıntı: Yeni imajıyla kimse tanıyamadı

Bursa Güvenlik Sistemleri

3.Sosyal Bilimler Sempozyumu'nda sosyal medya konuşuldu

Birikim Koleji ortaokul ve lise öğrencileri 'Sosyal Medya' temalı 3. Sosyal Bilimler Öğrenci Sempozyumu'nu gerçekleştirdi.

Birikim Koleji ortaokul ve lise öğrencileri "Sosyal Medya" temalı 3. Sosyal Bilimler Öğrenci Sempozyumu'nu gerçekleştirdi. Sempozyumda günümüzde sosyal medyanın etkisi etraflıca tartışıldı.Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyuma; Yönetim Kurulu Başkanı: Hasan Haki
Genel Müdür: Cemil Keskin, Birikim Koleji yetkililerinin yanı sıra Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Özey, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Yeşilot, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Kabapınar, Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Şimşek, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Otrar, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Katılmış, öğrenciler ve sosyal medya uzmanları katıldı.

Sempozyumda, 12-18 Yaş Arası Gençlerin İnternet Sitesi Tercihleri, Anne - Babaların, Çocuklarının Facebook Kullanımı Hakkındaki Bilgi ve Görüşlerinin İncelenmesi, Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Medya Kullanma Alışkanlıklarının İncelenmesi, Sosyal Medya Kullanımının Okul Ortamındaki Arkadaşlık İlişkilerine Yansımaları, Sosyal Medya Potasında Dil, Kültür ve Toplumsal Olaylar, Türk Medyası ve Wikileaks, Öğretmen ve Öğretmen Adaylarının Sosyal Medya ve İnternet Kullanımının Okuma Alışkanlıklarında Yol Açtığı Farklılaşmanın İncelenmesi, Sosyal Medyada Farklı Kullanıcı Profilleri, Twitter Fenomenleri ve Takip Edilme Nedenleri, Reklam, Tanıtım ve Mesleki Gelişim için Sosyal Medya gibi konu başlıklarında oturumlar düzenlendi.

Öğrencilerini bu sempozyumu yapmaya teşvik eden Birikim Koleji yetkilileri sempozyum fikrinin iki temel hedefinin olduğunu, birinci hedeflerinin "'Araştırma Temelli Öğrenme' anlayışına uygun olarak öğrencilerinin akademisyenler ve öğretmenleri rehberliğinde kendi araştırma süreçlerini yürüterek 'bilimsel araştırma'yı öğrenmesini sağlamak". İkinci hedeflerinin ise "öğrencilerin sosyal bilimler alanını kendine has bilimsel karakteri ile tanımasını, benimsemesini, kullanmasını ve geliştirmesini sağlamak" olduğunu söylediler.Sempozyumda 12 ortaokul, 6 lise grubunda yer alan 51 öğrenci araştırmalarını sundu. Sunulan 18 araştırmanın 9'u nitel, 8'i nicel ve 1'i karma olarak araştırıldı.


Kaynak IHA : 3.Sosyal Bilimler Sempozyumu'nda sosyal medya konuşuldu
Alıntı: 3.Sosyal Bilimler Sempozyumu'nda sosyal medya konuşuldu

Bursa Güvenlik Sistemleri

Kıdem tazminatı düzenlemesi rafa kalktı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı konusunu taraflarla uzlaşamadıkları için rafta beklettiklerini söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından hazırlanan 'Çalışma Hayatında 10 Yıl' (2003-2013) başlıklı raporun açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, Stratejik Düşünce Enstitüsü'nün birçok alanda ortaya koyuduğu çalışmalarla Türkiye'nin yarınlarına ışık tuttuğunu belirterek, "Bugün buradan 76 milyonu ilgilendiren çalışma ve sosyal güvenlik alanında çalışmaları özetleyen ilk rapor gündeme çıkmış bulunuyor. Türkiye'nin son 10 yılda her alanda aldığı mesafeyi görmek ve yarınlarımızı daha sağlıklı planlayabilmek için dünyanın ve Türkiye'nin geçirdiği evrelerin iyi bilinmesi gerekiyor. Geçmişte yaşananları bilmezsek bugün elde ettiğimiz kazanımların ne anlama geldiğini anlamakta zorlanırız. İnsanlık tarihine baktığımız zaman değişim ve gelişim süreçleri ağır bedellerin ödenmesi neticesinde elde edilmşi süreçlerdir" şeklinde konuştu.

"Yıllırca tabu haline gelen 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesi de 2009 yılında hükümetimiz tarafından gerçekleştirildi" diyen Bakan Çelik, "Taksim meydanında yaşanan üzücü hadiseler 37 vatandaşımızın hayatınını kaybetmesine neden olaydan sonra 1980 ihtilali ile birlikte 1 Mayıs yasaklanmıştı. Konfederasyon başkanlarıyla oturduk neticede Emek ve Dayanışma Günü olarak 1 Mayıs'ın tatil edilmesini sağladık. Belli çevreler 1 Mayıs'ın tatilini beklemiyordu. Biz hep bu sürprizleri yaptık. Bu taleplere cevap veren hükümet olarak 1 Mayıs tatil edildi. Öncelikle tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kkutluyorum. Bu emek ve dayanışma, emek kesiminin sorunlarının gündeme geleceği ve dayanışmanın sağlanacağı bir gün. Bunları Türkiye'nin dört bir tarafından konuşma imkanı veren tatil günü. Kamunun tahsis etmiş olduğu, kamu güvenliği açısından sorun teşkil etmeyen yerlerde 1 Mayıs'ı kutlama imkanı verken Taksim konusunda ısrar edenleri anlamakta zorlandığımızı ifade etmek istiyorum. Taksim artık şehrin merkezi. Geçmiş yıllarda ara sokaklarda artniyetli bazı kişilerin kamu güvenliğini nasıl zedelendiğini görmüş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

BAKAN ÇELİK'TEN SENDİKALARA 1 MAYIS ÇAĞRISI

Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu görüşmenin neticesinde Taksim'de ısrarı olan sendikalara buradan sesleniyorum. 'Sizin bir adım atma imkanınız yok mu kamu güvenliği açısından siz söyleyin, siz bir çözüm getirin'. Evet, bu yıl madem kamu, elde ettiği bilgiler çerçevesinde burada değil de Yenikapı'da veya başka alanlarda Taksim'in ve 1 Mayıs'ın kutlanmasıyla ilgili bir tavır ortaya koyuyorsa 'siz bir adım atın' diyelim. Tek taraflı diyalog olur mu, tek taraflı adım atmak olur mu. Biz bu konuda 1 Mayıs'ın tatil edilmesinden alınız, 1 Mayıs'ın her yerde kutlanmasıyla ilgili her defasında sosyal taraflarla diyalog içerisinde çözüm bulmuşken, bugün en büyük konfederasyonlar farklı alanlarda bu kutlamayı yaparken bu ısrar neden. En büyük işçi konfederasyonu Kadıköy'de, en büyük memur konfederasyonu Diyarbakır'da bu kutlamaları yapıyor ama ısrarla belli kesimler orada anma programını yapma imkanları varken ve diğer alanlara İstanbul Valiliği 300 otobüs tahsis etmiş bulunuyor. Taksim konusunda ısrarlarını doğrusu anlamakta zorlandığımızı buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Birlikte eğer yönetimden bahsediliyorsa evet, birlikte kararlar alabilmeliyiz, birlikte toplumun huzurunu, kamu güvenliğini dikkate alarak çözümler de üretebilmeliyiz. Malesef bazı sendikalarla bu noktada henüz aynı noktaya gelemediğimizi de vurgulamak istiyorum."

KIDEM TAZMİNATI

Kıdem tazminatını taraflarla uzlaşamadıkları için rafta bekletiklerini söyleyen Çelik, "Bu, birey olarak işçinin kazanımları açısından çok önemlidir. Hangi açıdan bakarsanız bakın mevcut sistemi sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Yüz işçiden 90'ının yararlanmakta zorlandığı bir tazminat, tazminat değil. Bunu artık konfederasyon başkanlarının tabanlarıyla görüşmesi gerekiyor. 12 milyon işçinin yararlanma imkanı varken, biz neden 1 yıl çalışma süresini getirip, 12 ay çalışmasına rağmen bu işçinin tazminattan yoksun bırakılmasına seyirci kalalım? İşçilerin ciddi hak kaybına uğramasına seyirci kalmamak gerektiği düşüncesindeyiz" ifadelerine yer verdi.

Taşeron işçilerle ilgili çalışmayı tamamladıklarına işaret eden Çelik, kamu kurumlarının tümüyle sendikalarla enine boyuna konuşulduğunu ifade etti. Alt işveren işçisinin olacağını anlatan Çelik, buradaki haksızlıkları, sömürüyü, emeğin israfını ortadan kaldıracak bir yaklaşımın sergilenmesi gerektiğini ifade etti.


Kaynak IHA : Kıdem tazminatı düzenlemesi rafa kalktı
Alıntı: Kıdem tazminatı düzenlemesi rafa kalktı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Bu çileğin tanesi 100 gram

Afyonkarahisar'da satışa sunulan 'Benicia' türü çilek, boyutları ile görenleri şaşkına çeviriyor.

Yaz mevsimin yaklaşması ile birlikte çarşı- pazardaki tezgahlarda satışa sunulan çilek vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görürken, kentte şu günlerde en çok satılan meyvelerin başında çileğin geldiği belirtildi. Satışa sunulan çilek türleri arasında yer alan Benicia Çileği aşırı büyüklükteki boyutları ile görenleri şaşkına çevirirken, çileklerden fazla gelişmiş olanlarından 1 tanesinin terazide 100 gram olduğu gözlendi. Nektari ile hemen hemen aynı boyutta olan Benicia çileği, fiyatı ile de bu meyve ile yarışır durumda.

Satıcılar aşırı büyük boyutlardaki çileklerin hormonla bir ilgisinin olmadığını belirtirken, bu tür çileklerin normalde bu boyutlarda olduğunu öne sürdüler. Büyük boyutlardaki çilekleri gören ve sadece 1 tanesinin 100 gram ağırlığında olmasına tanık olan vatandaşlar ise şaşkınlarını gizleyemediler.

GÖKTEN CEYLAN


Kaynak IHA : Bu çileğin tanesi 100 gram
Alıntı: Bu çileğin tanesi 100 gram

Bursa Güvenlik Sistemleri

Bülent Yıldırım Başkan Alemdar’ı ziyaret etti

İHH İnsani Yardım Derneği Sakarya Şubesi Başkanı Av. Bülent Yıldırım, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar'ı makamında ziyaret etti.

İHH Sakarya yönetimi ile birlikte yaptığı ziyarette Başkan Alemdar'a yeni dönemi için hayırlı olsun dileğinde de bulunan Yıldırım, İHH'nın çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Yıldırım İHH'nın misyonunda; yeryüzünde adaletin ve iyiliğin hâkim olması için, evrensel kardeşlik bilinciyle nerede olursa olsun, muhtaç ve mazlum tüm insanlara ihtiyaç duydukları insani yardımı ulaştırmak ve onurlu bir yaşam sunmak olduğunu ifade ederek; Başkan Alemdar'a yardımlaşma noktasında verdiği desteklerden dolayı teşekkür etti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Yusuf Alemdar, İHH'nın dünya üzerindeki tüm ihtiyaç sahiplerine hiçbir ayrım gözetmeden yardım götürdüğünü, bu açıdan önemli bir görevi yerine getirdiğini ifade ederek; "Biz her zaman mazlumun yanında olan ve yardım eli bekleyen herkese el uzatan bir milletiz. Bu hassasiyetimize en güzel şekilde tercüman olan İHH İnsani Yardım Derneği'nin yöneticilerine ve tüm üyelerine teşekkür ediyorum" dedi.

REMZİ ŞİMŞEK


Kaynak IHA : Bülent Yıldırım Başkan Alemdar'ı ziyaret etti
Alıntı: Bülent Yıldırım Başkan Alemdar'ı ziyaret etti

Bursa Güvenlik Sistemleri

Eski bakanın rekorunu kırdı

Tokat Belediye Başkanı seçilen 37 yaşındaki Eyüp Eroğlu'nun, bir ayda 40 binin üzerinde kişiyle tokalaşarak, Hasan Celal Güzel'in rekorunu kırdığı bildirildi.

İl başkanlığı yaptığı dönemde vatandaşla kurduğu sıcak ilişkiyi seçim sürecinde de yakalayan ve mahalle mitinglerinde büyük kalabalıklara hitap eden Eyüp Eroğlu, belediye başkanı olduğu andan itibaren yoğun bir ziyaretçi akına uğradı. Kendisine gösterilen ilgiye kayıtsız kalmayıp, her vatandaşla tek tek ilgilenerek hatıra fotoğrafı çektiren Başkan Eroğlu, yaklaşık 40 binin üzerinde insanla tokalaşarak eski Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel'e ait rekoru, bir ayda egale etti. 'Türkiye'nin en genç il belediye başkanı' unvanına da sahip olan Eroğlu, yoğun ilgi nedeniyle arkası kesilmeyen ziyaretlerin işini aksatmaması için, mesai saatleri dışında gece yarılarına kadar çalışması ile haberlere konu olmuş ve daha görevde bir ayını doldurmadan, Tokatlıların beğenisini toplayıp aldığı yüzde 52'lik oy oranının karşılıksız olmadığı izlenimini şimdiden oluşturmuş oldu. Başkan Eroğlu, sosyal medyada da büyük popülarite yakalarken, adına açılan birçok fan sayfası ile de takipçi sayısında şimdiden farklı bir rekora koşuyor.

Öte yandan 40 bin kişi ile tokalaşma rakamının Başkan Eroğlu'nun mahallerde yaptığı ziyaretler ve 'hayırlı olsun' ziyaretlerine gelenlerin Belediye Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından çekilen fotoğraflardan tespit edildiği kaydedildi.


Kaynak IHA : Eski bakanın rekorunu kırdı
Alıntı: Eski bakanın rekorunu kırdı

Bursa Güvenlik Sistemleri

Anaç sığır desteklemeleri ödendi

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Songül Kadıoğlu, 2013 yılı Anaç Sığır Desteklemesi olarak 417 bin 300 TL. ödeme yapıldığını söyledi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Songül Kadıoğlu, 2013 yılı Anaç Sığır Desteklemesi olarak 417 bin 300 TL. ödeme yapıldığını söyledi.
İl Müdürü Songül Kadıoğlu, üreticiler ile çiftçilere yönelik desteklemelerin devam ettiğini ifade ederek, "Hayvancılık desteklemeleri kapsamında ilimiz yetiştiricilerine 2013 yılı Anaç Sığır Desteklemesi olarak 417 bin 300 TL ödeme yapılmıştır" dedi.


Kaynak IHA : Anaç sığır desteklemeleri ödendi
Alıntı: Anaç sığır desteklemeleri ödendi

Bursa Güvenlik Sistemleri

2.Abdülhamit Han dönemine ait kadın hapishanesi ortaya çıktı

Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde, Osmanlı döneminde kurulmuş kadın hapishanesi olduğu ortaya çıktı.

Lüleburgaz'da koleksiyoner Mustafa Gültekin'in araştırmaları sonucu Lüleburgaz Yılmaz Mahallesi Toprak Sokak üzerinde Nisa (Kadın) Hapishanesi'nin olduğu ortaya çıktı. 3 Ekim 1900 yılında yapıldığı belirlenen hapishaneyi Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulan Gültekin, Lüleburgaz Kadın Hapishanesi'nin 2 katlı bir ahşap bina olduğunu dile getirdi.
Sultan 2. Abdülhamid Han döneminde Osmanlı coğrafyasında birçok konuda atılım ve modernleştirme girişimlerinde bulunulduğunu aktaran koleksiyoner Mustafa Gültekin, "Osmanlı döneminde önemli bir geçiş noktası olan Lüleburgaz'da birçok gelişmeye imza atılmıştır. Lüleburgaz ile ilgili araştırmalarımda 1900 yılına ait Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde karşılaştığım, Başbakanlık Osmanlı arşiv numaraları dosya no: 31 gömlek no: 29 fon kodu: DH.TMIK.S. sayılı bir belge beni çok heyecanlandırdı. Aslında varlığını daha önceden de bildiğim ama bu bilginin arşivde karşıma çıkması ile tamamen kanıtlanmış olan Lüleburgaz Nisa Hapishanesi'nin olduğu ortaya çıktı. Lüleburgaz'da tam kuruluş tarihi 3 Ekim 1900 yılı olan kadın hapishanesinin yerini de Ömer Kulak'ın yardımı ile Yılmaz Mahallesi Toprak Sokak üzerinde buldum. Bu konuda kendisine çok teşekkür ediyorum" dedi.

"UYGUN BİR YER BULUNDU VE HAPİSHANE YAPILDI"
Gültekin, Başbakanlık Osmanlık Arşivi'nde Lüleburgaz'daki kadın hapishanesi hakkında 'Nisa Hapishanesi bulunmayan Lüleburgaz'a, uygun bir yer kiralanarak Nisa Hapishanesi teşkili yapılmıştır' ifadelerinin kaydedildiğini söyleyerek, "Tarih(hicri): 08/C/1318. Miladi tarih 3 Ekim 1900 yılıdır. Bu belgeden anlaşılacağı üzere Lüleburgaz'da kadın hapishanesi 1900 yılında binası kiralanarak hizmete başlamıştır" diye konuştu.
Lüleburgaz Kadın Hapishanesi'nin 2 katlı bir ahşap bina olduğunu belirten Gültekin, "Bu çıkmaz sokaktaki tek katlı yeşil evin olduğu yerde ahşap 2 katlı 'Lüleburgaz Kadın Hapishanesi' bulunmaktaydı. Bu hapishane cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanıldı" dedi.
Hapishanenin bulunduğu alandaki evde oturan Gülsen Ergüven Mert, "İlk kadınlar hapishanesi Eski Kırklareli Caddesi Hamdiye Ergüven Apartmanı'nın olduğu yerdeydi. Oradan fotoğrafta görülen eve taşındı. 1950'li yıllarda eski binada kadın gardiyan bir süre oturdu. Satışa çıkan evi babam Danyal Ergüven aldı. Bir süre de gardiyan ile evi ortak kullanmışlar. İlk hapishane 1976 yılında yıkılarak yerine şimdiki Hamdiye Ergüven Apartmanı yapıldı. Doğru bir kaynak olarak ağabeyim Gürcan Ergüven o yıllarda 6-7 yaşlarındaymış" açıklamasında bulundu.

ALİ MERT

KIRKLARELİ


Kaynak IHA : 2.Abdülhamit Han dönemine ait kadın hapishanesi ortaya çıktı
Alıntı: 2.Abdülhamit Han dönemine ait kadın hapishanesi ortaya çıktı

Bursa Güvenlik Sistemleri